Türkiye'nin memur portalı

Rivayet olunur ki kuşların hükümdarı olan Simurg Zümrüd-ü Anka ya da batıda bilinen adıyla Phoenix bilgi ağacı`nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. bu kuşun özelliği gözyaşlarının şifalı olması ve yanarak kül olmak suretiyle sonra kendi küllerinden yeniden dirilmesiymiş.

Kuşlar Simurg`a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş.Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da simurg`u bekler dururlarmış. Ne var ki simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar

ve sonunda umudu kesmişler. Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg`un kanadından bir tüğ bulmuş Simurg`un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg`un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler.

Ancak Simurg`un yuvası etekteki bulutların üzerinde olan kaf dağının tepesindeymiş.

oraya varmak için ise yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekliymiş.

hepsi birbirinden çetin yedi vadi. İstek,ask,marifet,istisna,tevhid,hayret ve yokluk vadileri.

Kuşlar hep birlikte göğe dogru uçmaya başlamışlar istegi ve sebatı az olanlar dünyevi şeylere takılanlar

yolda birer birer dökülmüşler.

yorulanlar ve düşenler olmuş. Aşk denizi`nden geçmişler önce Ayrılık vadisi`nden uçmuşlar hırs ova`sını

Aşıp kıskançlık gölüne sapmışlar Kuşların kimi aşk denizine dalmış kimi ayrılık vadisine kopmuş sürüden

Kimi hırslanıp düşmüş ovaya kimi kıskanıp batmış göle.

Önce bülbül geri dönmüş gül`e olan aşkını hatırlayıp papağan o güzelim tüğlerini bahane etmiş.

Oysa tüğleri yüzünden kafese kapatılırmış.

Kartal yükseklerdeki kırallığını bırakamamış

Baykuş yıkıntıları özlemiş

Balıkçıl kuşu bataklığını.

Yedi vadi üzerinde uçtukça sayıları giderek azalmış.

ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen altıncı vadi şaşkınlık ve sonuncusu yedinci vadi yokuluş`ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş. kaf dağına vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.

Sonunda sırrı söcükler çözmüş.

Farsça si otuz demektir. Murg ise kuş Simurg`un yuvasını bulunca ögrenmişlerki Simurg-otuz kuş demekmiş

Onların hepsi Simurg`muş otuz kuş anlar ki aradıkları sultan kendileridir ve gerçek yolculuk kendine yapılan yolculuktur.

Genellikle Hazreti ali`ye bağlı olan ve onun tarqafını tutan zümrenin mezhebine verilen addır.

İmamlığın Ali`ue doğrudan doğruya Allah ve peygamber tarafından verildiğine inananlara Şia Aleviyye denir.

Mezhebin esasını bu inanış teşkil eder.Sonradan bir çok kola ayrılan Alevilik islam`da ilk dini ayrılık hareketini teşkil eder.

Yedi imam veya ismailiye mezhebi bunlardan biridir.

Kendilerini ayrı gördükleri müslümanlara yezit derler.El,dil,bel sağlamlığı`na dayanan ahlak prensini benimser.

En yaygın olduğu ülke iran`dır.

Alevilik türkiye`de Sunnilik`ten sonra en fazla mensubu olan ikinci islami inanıştır.

Sıgır, davar vb hayvanları besleyerek semirtme, satma işlemidir.

Kesimden önce belli bir süre özel besleme döneminden geçilerek hayvanların et kalitesini ve veriminde artış sağlamaktır.

Sığır besiciliği ile bir yandan hayvanların canlı ağırlıklarını arttırır.

Diğer yandan et kalitesini yükseltir.

Besi işletmesinin karlılığı bu iki faktörün sağlanmasında besicinin gösterdiği başarıya bağlı olarak artar veya azalır.

Beside kullanılan yemler genellikle işletme içinden sağlanır.

Her ne sebeple olursa olsun sığır yetiştiricilerinin elden çıkardıkları dişi,erkek genç ve yaşlı sığırlar bazı işletmeler tarafından satın alınarak et üretimi amacıyla besiye tabi tutulur.

Bu konulardan dolayı sığır besiciliği ihtisaslanmıştır. Bir iş alanı olarak kabul edilir.

Galatasaray`ın 1991 doğumlu alt yapı oyuncusu.

Bu kadar değil tabiki de

Başta ali yavaş olmak üzere diğer alt yapı görevlileri semih`i bir sene kadar takip edip 8.000 euro yetiştirme bedeli ile,

Altay kulübünden aldı.Semih kaya uğruna altay kulübü ortalığı ayağa kaldırdı.

Ve galatasaray`ın bu oyuncuyu kendilerinin elinden izinsiz kaçırdığını söyleyerek federasyona şikayet etti.

bir çok kavga çıktı. 1991 doğumlu demiştim 1.83 boyunda defans bölgesinde oynuyor ve geleceğin en önemli türk defans oyuncularından birisi olacağı kesin.

Manisa ege bölgesinde tarihi ovası ve üzümü ile tanınan bir ilimizdir.

Osmanlı devrinde şehzadeler şehri olarak tanınan üzümün ana vatanı olarak bilinen yeşişi mesir macunu ve üzümü ile meşhur bir ilimizdir.

Büyük şehir olduktan sonra oldukça gelişen manisa son günlerde bir çok is ve sanai gibi iş dünyasındada oldukça büyük bir başarı göstermiştir

sipil dagının üzerinde piknik yapabilmek için güzel yerler bulunmaktadır.

manisaya gelip te manisa kebabı yemeden gitmek büyük pişmanlıktır.

il plaka kodu 45`tir