Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
hacı fatih recepBu üye ÇaylakBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
gün içinde en sevdiğim aktivitelerin başında gelmektedir. hem günlük yorgunluğumuzu alan, hem de kafein ihtiyacını azar azar, damla damla giderdiğimiz, mutluluk ve huzur seansının adıdır.
Ülke gündemini belirleyebilen; az okuduğu halde çok bilen, çok konuşan, eski düzende İstanbul'da yaşarken bazı iş adamlarının ve siyasilerin önünde saygıyla eğildiği, bir telefonla iş bitiren, halihazırda kırmızı bültenle aranan eski mafya babalarından birisidir.
Efsane gibidir. kimilerine göre 40 yaşına varmak, olgunluk yaşının başlangıcıdır. eski dede korkut hikayeleri, la fontaine'den masallar anlatır gibi, bıçakla keser gibi tam 40 yaşına gelince sihirli değnek dokunmuş gibi olgunluğa erişemiyoruz. mecazi anlatımı bir kere bırakırsak aslında kimileri daha çocuk yaşta olgunlaşmaya başlarken kimileri ise 50 yaşında bile hala olgunlaşmamıştır. Bu, biraz da eğitim, çevre, çekilen acılar ve ailesel yatkınla da ilgilidir. ağır koşullar altında yetişen çocukların daima çok erken yaşta olgunlaşamaya başladıklarını biliyoruz. o halde akıl ve olgunlaşmanın kesin bir yaşı yoktur. Yaşadıklarımız bizi olgunlaştırmaktadır.
eski ananelerimizden bir tanesidir. bir yere yeni gelen birilerini güler yüzle karşılamak. bu alışkanlığımız da zaman içinde giderek yozlaşmaya başlamıştır. şöyle ki: kibir ve egolu bir topluma dönüşmeye başladıkça eskiye ait geleneklerimizi de yavaş yavaş terk etmeye başladık. O hep andığımız, özlemle yad ettiğimiz eski-osmanlı örf ve adetlerini bir bir terk ediyoruz.
Takipçi bulunmuyor. |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |