Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

abbiiee.

Bu üye Çaylak

Bu üyenin profil sayfasına git

92 entry 4 konu hiç puanı yok
18.01.2019 15:52 son işlem tarihi takip etme takip et

ekşiden başlık araklamak

bir başlık açmak istiyorum, bakıyorum ekşi sözlükte var, vazgeçiyorum. her açılan başlık illa ekşi sözlükte var diye açılmamalı mı? böyle böyle başlık açamaz oldum, gibi dertlerimi dökebileceğim başlık.

18.01.2019 11:44
  1. günaydın sözlük

    yeni bir haftaya merhaba. (gülücük)

     
  2. pişmaniye

    çocukluğumun şekerlemesi.

    küçükken bizim evde toplanıp yaptığımız bir sahne var gözümde... annem sobanın fırınında un kavurur babam şekeri kaynatıp karlı bir akşam dışarıda macun haline getirir. macun kıvamındaki şeker daire haline getirilir yer sofrasına konur ve kavrulan un konur üzerine, sülalenin erkekleri başına oturur zira büyük bir güç gerektirir macunun tel tel ayrılana kadar yoğurup yanındakine atmak suretiyle devretmek. o macunun incecik tel oluşumunu izlersiniz. hazır pişmaniyeler gibi bembeyaz olmazdı bizimki ama çok daha lezzetli olurdu bence.

     
  3. günaydın sözlük

    güzel bir konu. günaydın sözlük.

     
  4. simyacı

    çok sevdiğim bir kaç kez okuduğum kitap. her satırında hayatınızdan bir şeyler bulmanız mümkün;

    "şu gördüğün kum enginliklerini birçok kez geçtim daha önce," dedi bir akşam deveci. "ama çöl öylesine geniş ve ufuk öylesine uzaklarda ki, insan kendini küçücük hissediyor ve susuyor, ağzını açamıyor."

    şimdiye kadar hiç çöl geçmemiş olmasına karşın, devecinin ne demek istediğini anladı delikanlı. çünkü ne zaman bir denize ya da bir ateşe baksa doğa olaylarının sonsuzluk ve gücünün derinliklerine dalıp ağzını açmadan saatler geçirebilirdi.

    "koyunlardan, kristallerden çok şey öğrendim," diye düşündü. "aynı şekilde çölden de bir şeyler öğrenebilirim. çünkü hem daha yaşlı hem daha bilge."

    rüzgar durmadan esiyordu. Tarifa'da, surların üzerinde oturduğu sırada yüzünde hissettiği rüzgarın, bu rüzgar olduğunu anımsadı. belki de aynı rüzgar, su ve yiyecek peşinde Endülüs kıyılarında dolaşan koyunların yününü okşayarak geçiyordu.

    "artık benim koyunlarım değiller," diye düşündü gerçek bir özlem duymaksızın. "başka bir çobana alıştılar ve kuşkusuz unuttular beni. böylesi çok iyi. koyunlar gibi dolaşmaya alışmış kimse, ayrılık vaktinin geleceğini her zaman bilir."

     
  5. ben.keyfim.kahyası06

    günlük magazin, siyaset, spor gibi bilumum haberleri sözlüğe taşıyan değerli yazarımız. bazı haberleri sayesinde öğrenmiş oluyorum. (gülücük)