Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

simyacı

paylaş araştır

 

  1. 1988 yılından bu yana dünyanın en çok satan fenomen romanı. yazar Brezilyalı şarkı sözü yazarı pauo coelho.

     
    (Bkz: Paulo Coelho)
  2. okuduğum en güzel kitaplardan biri.. tavsiye edebileceğim kitap.. simya esrarı üzerine yazılmış birçok kitaptan biri..

     
  3. üç kere okumuş olduğum gizemli kitap

     
  4. "Kötülük! dedi simyacı. İnsanın ağzına giren şeyde değil; kötülük oradan çıkandadır" tüm sözleri arşivlik kitap

     
  5. doğayı keşfetmek ve doğayla iç içe olmak için çobanlığı seçen, çıktığı uzun yolculukta tüm servetini bir hırsıza kaptıran, buna rağmen bir tüccarın yanında yeniden para kazanan esrarengiz kahramanlı roman..

     
  6. günümüzdeki kimya biliminin eski çağlardaki adıdır.

    ancak simya bir bilim değildir. genelde deneme yanılma yöntemine dayanan simya isi ile ilgilenen

     
  7. memurlar net te kullandığım nicktir.

     
  8. Genel amacı diğer metallerden altın elde etmek olan ve birde ölümsüzlüğü arayan sözde bilim adamı, filozof. Simyacılar felsefe taşı sayesinde bu amaçlarına ulaşabileceklerine inanırlar.

    Birde konuyla alakalı güzel bir anime vardır: "Fullmetal Alchemist".

     
    (Bkz: felsefe taşı)
  9. simya işiyle uğraşan kişi.

     
  10. çok sevdiğim bir kaç kez okuduğum kitap. her satırında hayatınızdan bir şeyler bulmanız mümkün;

    "şu gördüğün kum enginliklerini birçok kez geçtim daha önce," dedi bir akşam deveci. "ama çöl öylesine geniş ve ufuk öylesine uzaklarda ki, insan kendini küçücük hissediyor ve susuyor, ağzını açamıyor."

    şimdiye kadar hiç çöl geçmemiş olmasına karşın, devecinin ne demek istediğini anladı delikanlı. çünkü ne zaman bir denize ya da bir ateşe baksa doğa olaylarının sonsuzluk ve gücünün derinliklerine dalıp ağzını açmadan saatler geçirebilirdi.

    "koyunlardan, kristallerden çok şey öğrendim," diye düşündü. "aynı şekilde çölden de bir şeyler öğrenebilirim. çünkü hem daha yaşlı hem daha bilge."

    rüzgar durmadan esiyordu. Tarifa'da, surların üzerinde oturduğu sırada yüzünde hissettiği rüzgarın, bu rüzgar olduğunu anımsadı. belki de aynı rüzgar, su ve yiyecek peşinde Endülüs kıyılarında dolaşan koyunların yününü okşayarak geçiyordu.

    "artık benim koyunlarım değiller," diye düşündü gerçek bir özlem duymaksızın. "başka bir çobana alıştılar ve kuşkusuz unuttular beni. böylesi çok iyi. koyunlar gibi dolaşmaya alışmış kimse, ayrılık vaktinin geleceğini her zaman bilir."

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.