Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

yazdıkça yazmak

paylaş araştır

 

  1. Bazen benim de paylaştığım hissiyattır.

    Özellikle ortamda çelınç varsa.

    Geveze sanmazlar yahu.

    Buralar ne gevezeler gördü...

     
  2. Benim cözümünü buldugum sorun. Kisa entry ama etkili

     
  3. Söz uçar,yazı kalır. Bilgi paylaşıldıkça çoğalır. Eğer yazı Yazmak için varsa niyet; güzel anlamlar, ahlaklı üslup değerlerine de bağlı kalmak gerek. Birlik beraberlik çerçevesinde, herkese bir boş sayfa mutlaka vardır. Yazmakla insan beyni sürekli üretir. Bu manada da algı benlikleri gelişir. Yazılarda eleştiriye açık olmak, eleştiri yapanların da saygı çerçevesini aşmamaları gerekir. Çaylaklıktan yazarlığa kabul görmüş şanslı olan herkese, bol bol bilgi birikimlerini daha da iyi seviyeye yükseltmelerinde kolaylıklar.

     
  4. Kapasite degil zaman meselesi, ôzel sektörde beyaz yakaysan hemen ögreniyon

    Analiz 657 nin isi, biz anca kisa entry

     
  5. sildikçe silmenin tam zıttı olan davranış.

     
    (Bkz: sildikçe silmek)
  6. Anlatacak çok şeyi olan insan davranışı

    Konuştukça konuşmak söze dökülmüş hali

    Sustukça susmak tepkisi hali

    Bla bla bla

     
  7. Güzel bir eylem. Yazamayanin odun oldugu rivayet edilir

     
  8. bazen iyi gelen yazma hissidir.

    döküyorsun içini doğru yada saçma sapan hiç önemli olmadan sadece yazmak kelimeler direk klavyeye yandıyor

     
  9. Nereye yazıldığına ve ne yazıldığına dikkat edilmesi gerekir.

     
  10. atasözleri de yanıltabilir, ''söz uçar yazı kalır'' derler ya, yazdığın şeyler de bir bakmışsın uçmuş, silinmiş, yok olmuş, olamaz mı yani? ne tuhaf ama olur tabi ki.

    yazma uğraşına başlayışımın otuz beşinci senesi. yalan bilgi değil fakat yazılı olmayan bu bilgiye göre beş yaşımda başlamışım ufak ufak, muhtemelen çizgi ile.

    anam böyle şeyleri saklardı ama çocukluğumuzda elimize geçen her şeyi atomlarına kadar ayırmak gibi kötü bir huyumuz vardı. yazılı kayıtlar büyük ihtimalle bizim haşarılığımıza kurban gitti.

    bu uğurda elimden çok kalemler, kağıtlar, defterler geçti. hepsi ya doğada kendi kendine çözündü ya da ellerimde yok oldu.

    yazdıkça uzayan yazılara inat kısalırdı kurşun kalemimiz, kısalınca elde avuçta tutamazdık da arkasına boru geçirip son milimine kadar inatla kullanırdık, öyle kolay değildi kaleme ulaşmak bizim zamanımızda.

    defterler de tıpkı kalemler gibi pahalı ve ulaşılması zordu. defteri arkalı-önlü kullanırdık, kafamız biraz daha çalışmaya başlayınca yazı puntolarını ufalttık, satır aralarını daralttık, hem kalemin ömrü uzadı hem de birim deftere yazdığımız yazılar arttı (benzetmek gibi olursak şimdi bilgisayardaki klasörü ziplemek gibi.), bunları çoğu insan bilmez.

    kalem tuttuğumuz parmaklarımız şekil değiştirdi, oyuldu da oyuldu. şimdilerde ne zaman kalem geçse elime, hemen oturuveriyor parmağımdaki yerine.

    kalem demişken, uçluları çıktı teknolojinin gelişmesiyle, çıtkırıldımdı fakat kibar olmayı da öğrendik yazarken. sonra yumurtlayan kalem bile çıktı. yazmak günden güne daha keyifli ve ucuz olmaya başladı.

    sonraları kaleme ve deftere gerek olmadan da yazılabilecek teknolojiye ulaştık. vay be! ilk zamanlar çivi, çekiç ile taşları oyardık, şimdi ekranlara çıkıyor parmağımızla dokunduklarımız.

    şimdi sorarım size: ben yazdıkça yazmayım da kimler yazsın? eğer yazmazsam içinde bulunduğumuz bu zamana, bu teknolojiye ayıp etmiş olurum.

    ''yaza yaza yaz geldi,

    derelere kaz geldi,

    daha yazardım ama,

    mürekkebim az geldi.''

     
    (Bkz: yazmak)(Bkz: yazı)(Bkz: Çocukluk)(Bkz: haşarı)(Bkz: yumurtlayan kalem)(Bkz: doğada çözünmek)(Bkz: uğraş)(Bkz: başlamak)(Bkz: yazma)(Bkz: zip)
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.