Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Ünv. de bursa tarihi mahfel de sürekli oynadigimiz oyun. Sonra mahfel yıkıldı, bizde kahvede king oynamaya basladik. Ha bir de konusarak kazanilan oyun. Uyuz uyuz konusup karsi tarafi demoralize etmek ônemli
şimmdi olduğu gibi, zaman zaman özlenilen oyun. kendine mahsus terminolojisi vardır. sayıları farsça telaffuz edilir. zira oyun fars kökenli olduğundan kullanılan rakamlar da farsçadan alınmış olup; bir - yek, iki - dü, üç - se, dört - cihar, beş - penc, altı - şeş olarak adlandırılır. kimi rakamlar söylenirken ardından gelen tatlı terennümleri vardır. örneğin; pencuse, severler güzeli genç ise gibi.
Bizim oyun tahtamız.
Geçen gün The Queens gambit'i izlerken anladım ki:
Batı dünyası satrancı olağanüstü bir yere oturtmuş.
Şampiyonlar çıkarmış, ödüllü turnuvalar düzenlemiş, büyük paralar dağıtmış, ciddi mesai harcamış.
Sonra düşündüm "bizde niye böyle değil ?" diye.
Bizde taşlarla vakit kaybedilmiyor.
Taş yerine insanlar yerleştiriliyor.
Hayatımız satranç olmuş diyebiliriz.
Bu tavla nasıl bir oyundur ki herkes mi çok iyi oynuyor, herkes mi kazanıyor, herkes kazanıyorsa, kaybeden kim o zaman.
Valla itiraf ediyorum, ben geç tavla öğrenen biri olarak, tavlada çok kötüyüm sanırım, zira eşim benimle tavla oynamak istemiyor bile, zevkli gelmiyormuş. illa da kazanmak için tavlayı çok mu ciddiye almak lazım, sanırsam ben o yüzden kaybediyorum, sadece oyun gözüyle bakıyorum. Aslında eğlenceli bir yanı da var da işte kazanamayınca pek bir eğlencesi kalmıyor, gülücük.
ulaşın iblmediği oyundur.
hep yeniliyor sonracığıma yok baldır yok şudur yok budur
zar zar arkadaş ikimizde aynısın atıoz gelecek tabi o kadar yenilmeyi bilmiyor yaw ala alaa :)
Ulaş'ın bildiği oyun.
(glck)
Oynadığımızda kaç kez yenildiğimi hatırlamıyorum yoksa ulaş editimizi pek övesim yok şu aralar ...
(glck)
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |