Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
'Ne giysem sendromu' tüketim,imajın önemi ve görgüsüzlük arttıkça çapı küçük olan insanların zihnini daha çok meşgul eden bir sorudur.
kadınların 5 dakikaya hazırım lafını düşünürsek erkeklerin ağaç olduğu durum kararsız kalmak yok uymadı bunu geçen giydim uzayıp giden muhabbet tebessüm
pek şuana kadar beni düşündürmeyen sendromdur. kadınların genelde bu mu olsun şu mu olsun, bunun altına şu mu gider bu mu gider diye ellerinde askıda elbiselerle ayna karşısında geçirdikleri zamandır. çok da şeey etmeyin dışarıda nur yerlitaş yok rahat olun relax olun. (gülücük)
bunu giydim, bu olmadı, bunun modası geçti, artık bu modeli sevmiyorum, olamaz ben ne kadar zevksizmişim, nasıl almışım diye devam eden serzenişler içerisinde dolap önünde geçen uzun dakikalar. ondan sonra işe geç kalacağım diye bir koşuşturma alsın gitsin. aslında akşam karar verilse, sorun ortadan kalkacak ama olmuyor. kararsızlık had safhada olunca, bu sıkıntı sürekli karşımıza çıkıyor ve genelde kadınların başı çektiği sendromdur. erkekler kadınlar kadar kendini kasmıyor bu konuda.
bayanların ağzına kadar dolu olan dolaplarında giyecek bir şey bulamama halidir
seçenek çok olunca kararsız kalıyorlar haliyle
(gülücük)
her gün yaşadığım sıkıntılı durum. akşam karar verdiğimden bile sabah vazgeçme oluyor. ondan sonra o mu bu mu derken, evden çıkış saati geliyor. bu sebeple işe giderken genelde mutsuz bir şekilde yol alıyoruz.
Eylül ayının bittiği ayağımızı ekime uzattığımız şu günlerde, gri şehir Ankara'daki dengesiz meteorolojik durum düşünüldüğünde yaşanması gayet normal karşılanması gereken ikilem hatta üçlem.
sabah servis beklerken mont kalınlığında bir dış kıyafet
öğlen saatlerinde gayet yazlık tiril tiril kıyafetler ve akşam eve dönerken de ne yazlık ne de kışlık kıyafetler kullanılması gerekliliğinden doğan bir "yanında gardırop ile gezme" mevsimi
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |