Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Önce tekmeyi basıp sonra peşinden koştuğumuz değerli bir obje, her daim ulaşılmaz, tıpkı aşk gibi.
Küçükken güzel bi futbol topu almıştım maçlarda Sergen yalçın edasıyla kafamı başka yöne çevirip diğer yöne pas veriyordum sonra bir gün babam, senin okuyacağın yok diyerek topumu kesti, top önemli değil de içinde Sergen Yalçın olan hayallerimiz de gitti.
Apartmanda bir futbol topu var oradan oraya geziyor. Her daire sahibi bir tekme vurup başka daire kapısına yolluyor.
Mahalle maçı değil de apartman maçı yapıyoruz sanki.
Birkaç gün de bizim kapıda takıldı.
Ben karşının sandım karşı bizim sandı.
Sonunda koridora çıkan topu alt kata yolladım.
Az kaldı esaretten kurtulacak.
Demek ki herkesin başına gelebilen bir topmuş, ancak gelen topun hızı aynı mıdır, bilinmez. Ortaokulda beden eğitimi dersinde bahçede oyun oynarken tam suratıma, çok hızlı gelen bir topla kazaya uğradım, darbenin etkisiyle burnumdan şarıl şarıl kanlar gelmeye başladı. Beden eğitimi öğretmenimiz beni kaptığı gibi yakınlardaki sağlık ocağına götürdü, pansuman yapıldı, o kadar. Şimdilerde olsa gidip bir mr ya da tomografi falan çektirilirdi herhalde, kalıcı, görünmeyen bir hasar var mı diye. 40 ıma merdiven dayamış biri olarak bu yaşıma kadar o darbenin bir etkisini yaşamadım. Zaten futbol topu ile de ilk ve son karşılaşmam bu şekilde olmuştur.
Suratımın tam ortasına aynı darbeyi ben de aldım.
Çocuk hedeflese bu kadar isabetli şut çakamazdı.
Top da plastik top değil bildiğiniz futbol topuydu.
Yıldızları saydım ama havaya bakmadan.
Burnum kanamadı ama sanki suratım içeri doğru şekil alıp eski haline döndü.
Hava basıp kafamı eski haline getirmek zorunda kalabilirlerdi.
Tıbbi bilgim olmadığından hatta ve hatta evde interneti olan bir bilgisayar ya da telefon dahi olmadığından rahat kafayla eve dönüp hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam ettim.
Soğuk algınlığı geçirip çok öksürdüğüm zaman bazen burnum kanıyor ama çok da sallamıyorum.
Geçen gün bir mağazada satıcı ürün tanıtırken 5 yıl garantilidir şu kadar öderseniz bik bik bik diyor.
Adama dedim ki 5 yıl benim bile garantim yok boşver...
ömrüm boyunca yaklaşık 100 tane eskitmiş olduğum oyuncak.
#3dhr , #3dhs , #3dht entrylerindekiler gibi ama oyun esnasında onlarca kazada çok kan kaybettim ağzımdan, burnumdan. belki birkaç yüz iq'mu da kaybetmişimdir bu uğurda.
yaşadığım köyde ulaşılması zordu ama imkansız değildi bu topa. sabah dokuz akşam dokuz peşinde koşuyorduk.
bir tane yeni ama inik bir top vardı şimdiki evde. kardeşim dış kısımdaki dikişinden kesip içindeki lastiği onarıp (supap kısmı içine kaçıktı, kayıptı, onu yerine yerleştirmiş.)dışını güzelce (estetik dikiş desem abartmam.)dikmiş ve şişirmiş. şaşırdım ve sevindim, demek ki istenirse tamir edilebiliyormuş. tamir etme aşamasında, dış kısmının dikişini bana anlatması, aslında benim anlamam bayağı uzun sürdü. beş yaşındaymışım gibi anlatmasını rica ettim, en sonunda anlayabildim. bildiğimiz estetik dikiş yahu!
artık önümüzdeki maçlara bakabiliriz.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |