![]() Türkiye'nin memur portalı |
![]() ![]() ![]() |
aslında horozu alabilirdik, dedi.
saçmalama horozu sana vermezdi, dedim.
zaten, dedi
sabahleyin öterdi
başımız belaya girerdi diyor.
sonra kanepede uzanmışken örümceğe rastlamışlar.
hepsi ayaklanmış.
siyah ve biraz büyükçe mi ? dedim.
deliye döndüler.
ellemeyin onu tanıyorum yaşadığı yeri de biliyorum , dedim.
ikna edemedim.
kapaklı kapla yakalayıp elime tutuşturdular.
bu soğukta mecbur balkonun mermer kıyısına bıraktım.
deli miymişim neymişim, evde bir örümcek olduğunu bile bile nasıl sesimi çıkarmıyormuşum.
nasıl bir kafam varmış.
falan filan.
Haftasonu evde geçirilince pazartesiyi sevdiğim bir gün oldu,işi ve sosyal ortamı özleme durumu oluşmuş, sonra dedim kendime bundan sonra en az bir günü dışarıda geçirmek gerekiyor yani haftasonu bir gün.
Şimdi de iş yoğunluğundan şikâyetçiyim onu da ayrı tutalım, velhasıl her durumda bir memnuniyetsizlik var ,sorun sende değil bende diyesim geldi....
Bugün uykusuz bir güne merhaba diyen ben; 2 yumurta yiyerek diyetsel faaliyetler ile zayıflama umudunu sırtlanarak, öğlen börekle beyaz bayrak kaldırıp, tart kek ile finish yaptı.
Sendromlu pazartesinin bedeli göz kapaklarımda çimento torbası olmasıydı.
Hafta sonları panda gibi uykunun esiri olmaktan mıdır bilmiyorum pazar-pazartesi gecesi bir gram uyku girmiyor gözüme.
Neyse bu mevzuyu geçelim, yemek pişene kadar beni çekmek zorundasınız çünkü uyumamam gerek yoksa düdüklü ile kısa bir seyahate çıkabilirim :)
Anlatacak bir şey de yok yoğun bir gündü.
Başım uykusuzluktan ağrıyor, yemeği yeyip bir uyusam bir uyusam, bir daha uyusam.
Neyse ben bi 15-20 dk. şu köşede gözlerimi dinlendireyim.
Benim gün burada the end.
adam, diğer adama şöyle seslenmiş:
sen benimsin ! unutma !
o sırada seslendiği adamın genç karısının orada olduğunu fark edememiş.
kadın güzel,
erken yaşta öyle ya da böyle ikna edip evlendirmişler.
ben konuyu çok da ciddiye almadım.
basit bir espridir demekle yetindim ama...
hikaye ne kadar inanılmaz olursa
zulüm o kadar rahat yürüyor.
imkanlar ne kadar genişse
irade ve hakimiyet isteyenlerin sayısı da o nispette artıyor.
rezalet yahu, dünya malına tamah etmeyin çok garip bir çevreniz olur, deyip devam edelim.
ömrümde ilk defa bu sabah kahvaltıda dereotlu yoğurt yemiştim. abartmak gibi olmasın sanki akciğer hacmim iki katına çıktı gibi hissediyorum. yerken alınan muhteşem tat ve koku da cabası. bazen nefes alırken doyumsuzluk hissederdim, bugün ise sanki aldığım nefes fazla geliyor. neyse fazla övmeyim fiyatı artmasın. ek olarak belki herkeste aynı etkiyi yapmıyordur.
bizim köyde bir vatandaşımız var.
tanımlama yapmak benim haddim değil.
farklı ya da özel bir vatandaşımız.
bir bayram günü, aynı anda birden fazla camide bayram namazını kıldığını görmüşler.
bir de üstüne yemin etmişler.
neyin peşindeler bilmiyorum.
zaten ben ne tanıyorum ne de tanıyanlarla oturup konuşmuşluğum var.
işin garibi
allah affetsin
genel olarak bölgede hal ve gidiş gidiş değil.
bilemedim, ne bileyim.
Bir of çeksem karşı ki dağlar yıkılırdı bugün.
Vardır bir hayır deyip tüm aksilikleri es geçtiğim, yorucu bir günün ardından huzurlu bir uyku uyumaktır tek niyetim.
Niyetim, niyet olarak kalacak gibi ama neyse.
Varıp gitmeli, alt üst olan mutfağı üst alt etmeli...
vefalı bir dost mu ? yağlı bir tost mu ?
seç. dedi
nereden bileyim oradan buradan bilgi aşırdığını pis ergen.
cevabı kendi verdi:
yağlı bir dostu
tercih edermiş.
seni çilehaneye sokacam başka çare kalmadı.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |