![]() Türkiye'nin memur portalı |
![]() ![]() ![]() |
konuşurken gözlerime bak dedim.
çünkü ben konuşurken bana değil sol tarafımdaki boşluğa bakıyor.
arada bana da bir göz atıyor.
dedim ki kuyruğunu da sallayıp durma , gözlerime bak, pis menfaatçi , yemek için, su için, temiz hava için bana
talimatlar verirsin, uygularım sonra gidip onunla uyursun.
o da yetmez sabahın köründe kollarını cırmıklar bir huzur vermezsin.
unutma ki seni zalım kedilerin elinden ben kurtardım.
baktım gözlerine bir düşüncedir çöktü.
sanki anladı, yine dayanamadım gittim kucağıma aldım.
sonbahar temizliği başladı.
çalı çırpıyı yakarken eskimiş strafor fidelikleri de parçalayıp ateşi tutuşturmakta kullandım.
nemli olmalarına rağmen ateş bir anda alevlendi ve hızla yükseldi.
ulaştığım sonuç: evlerde ya da diğer yapılarda kullanılan straforlar gerçekten yangın riski açısından aşırı tehlikeli. mutfağa sokmayın, kısa devre riski olan elektrik aksamına yaklaştırmayın, dekorasyon amaçlı kullanmayın, duvar kağıdı gibi döşemeyin, eve hiçbir şekilde sokmayın... çıkan dumanı, harlanan ateşi anlatamam.
Baktım hammaddesi petrol. Eps olarak adlandırılıyorlarmış.
facebook.com/watch/?v=1470938789616179
buraya bir de haber bırakalım
yalın ayak, bir köyden öbür köye, bir dağdan öbür dağa gitmiş.
kimse de farkında olmamış.
neden ayağına bir şey giymedin ? dedim.
ne bileyim, çok fazla çocuk vardı, herkes birbirinin ayakkabısını terliğini giyiyordu, lastikler kapanın elinde kalıyordu, demek ki ayağıma göre bir şey bulamamışım.
zaten en büyük çocukluk sıkıntılarından biri kapının önünde bıraktığın birbirine benzeyen terlik ya da ayakkabılardan kendininkini bulabilmekti.
ya numarasından, ya kenarındaki bir kesikten, ya geçirilen bir ipten anlamaya çalışırdık.
aç parantez kapa.
eeeeee dedim, sonra nasıl döndün eve ?
aynen geldiğim gibi, dedi.
hani senin ayakkabıların nerede ? diye sormuşlar gecenin karanlığında kapının önünde.
ayakkabıyla gelmedim ki, demiş.
eee madem öyle geldin git madem demişler.
bugün zır cahilim.
ohhh beee
toptancı " bi milyoncu " ya gittim.
yani ultra ucuz bir yere.
çerçevesini beğendim, mavi çerçeveli bir gözlük aldım.
100 TL.
Özlem Gürses gibi ben de sorarlarsa söylerim.
sudan ucuz yakın- okuma gözlüğü.
numarasını nasıl bulduğumu sormayın Allahtan benim görme bozukluğum küsüratlı değil, cuk diye gözüme oturdu dünyam aydınlandı.
tepem attı , artık gözlükçüler " biz bunu yapamayız, vida yok, ididi bididi , vıdı vıdı " yaparlarsa soluğu burada alıyorum.
Yeter artık.
Vatandaşa iki saat gideceği yer için tarif yaptı arkadaş.
Arkadaş :giriş yaptığınız yere gideceksiniz önce.
Vatandaş:otoparkın ordan mı ?
Arkadaş:yok kurum girişi.
Vatandaş:ben otoparkın oradan girdim.
Arkadaş:hanımefendi nereden girdiniz kuruma.
Vatandaş:otopark girişi dedim ya.
Bu böyle sürdü, ben izliyorum,bir türlü girişi anlayamadı,ya da anlatamadı,ben de anlamadım ne olduğunu.
Dedim odadan çıkın merdivenlerden sola dönün.
Vatandaş:tamam dedi ve gitti.
Detay sevmemem işe yaradı bir yerde.
burası niye bu kadar tenha ? diye sormuş.
artık yazlıkçılar eskisi kadar erken dönmüyor demiş.
okulu ya da işi olmayanlar tatili kasıma hatta aralığa kadar uzatıyor.
kimisi köyünde, kimisi yazlığında, büyük şehirden uzakta olmayı tercih ediyorlar.
artık iyice belirginleşen durum tersine göçün hızlanmış olması.
orağımı bulamıyorum şu kutunun içine bir baksana dedi.
sağa sola baktım sonra kutunun kapağını kaldırıp içine baktım.
kavanozlar, çizmeler vs.
bulamadım.
tam kapağı kapatacakken küçük yeşil kurbağayla göz göze geldim.
gayet mutlu bir şekilde kapalı kutunun içinde takılıyor.
ne yiyor ne içiyor hiç fikrim yok.
belki göremediğim bir delik vardır oralarda.
bu namussuz var ya.
yağmurlu havalarda öyle gürültülü vraklıyor ki yeri göğü inletiyor.
bunlar orkestra gibi.
hatta bunların biblolarını da yapmışlar, gerçekten orkestra şeklinde...
alıp hediye mi etsem ne yapsam.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |