Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Bugün olanlar

paylaş araştır

 

  1. bu soğukta , dedi.

    orada, tek başına

    nasıl, nasıl ...

    dedim hayır

    orada değil

    bunu aklından çıkar

    öyle değil, o iş öyle değil.

     
  2. elsa'nın

    let it go

    şarkısını açıp

    oturup ağlıyor.

    iyi bari.

    o zaman ben de coco'yu açıyorum. Un poco loco'yu dinliyorum.

    sanki akrabalarımla buluşuyorum.

    bir orta yolu bulup moana'da buluşuruz sanırım.

     
  3. sence, dedim.

    akçaabat horonu nereden çıktı ?

    o dedi: sinekler yüzünden.

    şimdi arazide çalışıyorsun.

    sinekler seni sokmaya çalışıyor.

    her tarafın özellikle bacakların kaşınıyor.

    eve gidip kolonya döküyorsun çok yanıyor kaşıdığın yerler.

    Hah işte o zaman zıplarken bu horonu bulmuşlar.

    Yok , dedim.

    Bu teorin tutmaz.

    o zamanlar kolonya yokmuş.

    Bence, dedim.

    soğuk ama ateş yakılamayan bir yerde ısınmak için bulmuşlar.

    neresi olabilir, neresi, neresi...

    Buldum !

    Denizde.

    Balıkçı gemilerinde eskiden ateş de yakamıyorlardı, ısınmak için zıplaya zıplaya akçaabat horonunu ortaya çıkardılar.

     
  4. bugün tuhafiyede ne oldu anlatsana, dedi.

    o da şöyle girdi konuya:

    çok tuhaf şeyler oldu.

    eleman bizi dinleyip yardımcı olmaya çalışırken, başka biri geldi ve elindeki ip paketini suratımıza doğru uzattı ve elemana:

    Bu kaç lira ? diye sordu.

    bunun neresi tuhaf diye düşündüm.

    mümkünlüde sıradan bir gün.

    ama mesela tam o anda bir uçan tekmeyle kungfu panda gibi o poşete müdahale etseydim ve poşet karşı duvara tablo gibi yapışsaydı ve sonra ben yine kill bill filmindeki gelin gibi ortamı domine etseydim, katanayla o kadını mesela diklemesine ikiye bölseydim,

    çok tuhaf şeyler olmuş olabilirdi.

    sonra kamera bana odaklanırdı ve silkinip hayal dünyasından uyanırdım, eee şey neyse boşverin kalsın deyip bütün bu olan bitenin birer hayal olduğu seyircinin dikkatine sunulurdu vs.

    --------

    enlem derecesini verdim ve üzerinde kalan coğrafi bölgeleri saydım.

    bu derecenin altında kalırsanız, dedim.

    Bennnn karışmıyorummm !!!!!

    Başınızın çaresine bakarsınız.

    bakalım tehditlerim işe yarayacak mı ?

    ----

    kar tatili açıklamaları ardı ardına yağıyor.

    telefondan apaçi müziğini açtı.

    apaçi dansı yapıyor.

    yıllar geçse de, klasikler hiç unutulmuyor, şahidim.

     
  5. uzay istasyonunun cam kubbe bölümünde toplanmışlar dünyaya bakıyorlar.

    bu manzarayı ilk kez gören herkes aynı tepkiyi veriyor, toplamda 500 kişi görmüştür bu manzarayı gibi bir konuşma geçti.

    sonra:

    buradan böyle bakınca hiçbir sınır görünmüyor, dediler.

    sınır, sınırlar...

    bu kavram

    atıyorum bin yıl sonra nasıl değerlendirilecek ?

    konu neye nasıl evrilecek ?

    tamamen ortadan kalkacak mı ?

    başka sınırlar eklenebilir mi ? ( genetik, biyolojik vs. kategoriler )

    neyse, filmi bitiremedim ...

     
  6. dolana dolana çarşıya indim ve fiyat performans oranı gayet düşük bir adet kapaklı organizerli kutu ve iki adet

    kapaklı metal kutu aldım.

    ikincileri altı harfli , bana iyi gelecek bir marketten temin ettim.

    dur bakayım: kutularla iki de mesaj iletmişler.

    daha az çay iç, zaten yeterince bağımlısın

    daha az şeker ye, zaten yeterince tatlısın

    yazmışlar. Abooo tam bir kavga sebebi. iki kutuyu ayırmayayım bari yoksa 3. dünya savaşı bizim evden patlak verecek.

     
  7. senelerdir tedavülden kalktığı için saplantı yapıp aradığım ve doğal olarak bulamadığım deodorant ( bir

    markanın sports isimli ürünü )

    başka bir marka ve isimle karşıma çıkınca

    çok garibime gitti.

    aradığım ürün kimlik değiştirmiş, gizlenmiş ve yıllar boyunca burnumun dibinde boy göstermiş.

    hiç de oraları kurcalamak aklıma gelmemiş.

    iyi de firmalar birbirlerine formül falan mı satıyorlar acaba ?

    mübarekler söylesenize o aradığınız şeyi artık ben satmıyorum falanca satıyor diye.

     
  8. pek bir şey olmadı sıradan geçen bir gün

     
  9. gece yine aynı kabusla uyanıyorum.

    önümde ders listesi

    kaldığım dersleri inceliyorum.

    diyorlar ki: bu kadar kısa sürede bu kadar dersi nasıl yetiştireceksin ?

    beynim kendini doğrulamaya çalışıyor.

    saçmalama be, o aşamaları geçmiş olman lazımdı.

    saçmalama onca yıl geçti.

    sonra uyanıyorum.

    aklıma kaybolan ece gürel geliyor gece vakti.

    telefona uzanıyorum. Canım sıkılıyor.

    bakıyorum: bulunmuş.

    çok seviniyorum, sevinçten ağlıyorum.

    çok dokunmuştu bana.

    içim sızlamıştı.

    o değil de, donarak ölmeden o kadar süre nasıl hayatta kaldı ?

    acaba sokak köpekleri mi yanına geldi ?

    Hikayesini merak ettim.

     
  10. yaygın yorumu aktarıyor:

    kraliçe elizabeth yerinden kalksa bu sınavı geçemezmiş.

    iyi iyi

    emeğe saygı duymak lazım.

    ------

    bana diyor ki:

    Bu sene Oskar törenleri Arizona'da yapıldı.

    takip etmedim ya nasıl olsa, benimle kafa buluyor.

    Niye ? dedim, boşluğuma geldi.

    Çünkü, Oskar çöllerde dedi.

    Yürü git başımdan dedim.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.