Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Bugün olanlar

paylaş araştır

 

  1. yine aynı sesle uyandık.

    nükleer patlama alarmı gibi bir ses.

    yine ayaklandık.

    bekledik bir şey olmadı.

    şimdi kaynaklara falan bakıyorum tam olarak nerede ne oldu diye.

     
  2. bağlama kursuna yazılmayı düşünüyorum dedi.

    bağlaman var mı ? dedim.

    Yok, dedi.

    Senin var mı ? diye sordu.

    ohooo dedim, kısa sap, uzun sap, meydan sazı ne ararsan var bende.

    hikaye uzun.

    demem o ki.

    var yani bağlamamız.

    nota falan da biliyoruz.

    dedi ki: gençliğimde gitar çalıyordum ama arpej falan, çok da iyi nota okuyamıyorum.

    dedim ki:

    artık global durumlar değişti daha yanık çalmak istiyorsun herhalde.

    durduramıyorum, nefesi içine kaçtı gülmekten.

    ne biçim gülüyorsun dediler.

    dedim ki ben gülmüyorum ki aha bu gülüyor işte.

     
  3. Yaşlı, ince ve beyaz yüzlü, zayıfça bir adamdı dedi.

    hastaya acil müdahale yapılmış.

    kalp krizi.

    hasta komaya girmek üzere.

    bir an yattığı yerden doğruldu, dedi.

    Yani ben şimdi ölüyor muyum ? diye sormuş.

    söyleyebildiği son sözler bunlar oldu dedi.

    bütün müdahaleler yapılmış ama kurtarılamamış.

     
  4. sevgilisine çalıntı kredi kartı verip sınırsız harcama yapma imkanı sunacakmış.

    bilmiyorum belki de sahte banknotlar verip alışverişe yollarım, diyor.

    evladım senin niye hiç normal hayallerin yok ? diyorum.

    boşver bunları prison break açayım da izleyelim, diyor.

     
  5. olaylar dünden başladı ve bugün devam etti.

    memleketim eskişehirdeyim bir haftalık izinle.

    sılada olduğumuzu gurbetteki eski mahalledeki komşular biliyor. Bu komşulardan birinin kızı üniversiteyi Eskişehirde kazandı bu sene, okuyor. dün annemin telefonu acı acı çaldı. komşu ağlayarak annemle konuşuyor; kızı üniversite yurdunda fenalaşmış, hastaneye kaldırılmış. onlar acilen yola çıkmışlar ama yol 9 saat. anneme gidip bir bakar mısın dedi. tüm işleri bırakıp hastaneye vardık annemle. acildeki güvenliğe kızın adını deyip durumunu sorduk. arkadan beş tane kız ağlar şekilde anneme kim olduğunu sordular. acı bir tanışma faslının sonunda kızlar bizim komşu kızının beynine pıhtı gittiğini, durumunun çok ağır olduğunu söylediler. durumun aynısını babamdan biliyorduk, annem de sulugözdür, kızları teselli etti. erken müdahale ile iyileşeceğini iddia etti. kızların hocası geldi sonra, girip komşu kızını görmesine izin vermişler. inşallah iyileşecek dedi. anneme dedim ki git güvenliğe biraz yalvar da birkaç saniye sen de gör dedim. komşu kızı annemi görünce duygulanıp ağlamış. erken müdahale ile kız çabucak tedaviye cevap vermiş, inşallah daha iyi olur. arkadaşlarının demesine göre yüzünün bir kısmı kaymış, anlamsız konuşmalar yapmış son anlarında. annem gördüğünde ise yüzündeki kayma yok olmuş.

    bugün sabah annem ilk tramvayla ziyarete gitti, ailesi de varmış hastaneye. akşam üzeri bir kez daha gittik ailesinin ziyaretine, hastamızı ailesi görmüş, inşallah durumu iyiye gidecekmiş.

    Allah tüm hastalarımıza şifalar versin.

    gurbet zor.

    komşularımızın memleketi bize gurbetken bizim memleket de komşularımıza gurbet olmuş.

     
  6. geçmiş olsun.

    benzer bir durum yaşamıştık.

    nöbetçi nöroloji uzmanını çağırmışlardı.

    hemen kan sulandırıcı tedaviye başlamışlardı.

    kısa süreli hafıza gitmişti.

    sonradan düzeldi.

    şimdi ise hiç iz kalmadı ve çok iyi durumda çok şükür.

     
  7. ne var ne yok dayı ? dedi.

    ne olsun işte çocukla uğraşıyoruz.

    tüketti beni, tüketti beni

    olsun boşver be düzelir.

    düzelir de ömür geçiyor be oğlum.

    sonra sormadan anlatmaya başladı:

    gençlikte çok haytalık yaptım.

    gittim karagümrük çeteleriyle oturup kalktım.

    bir gün babam bana dedi ki:

    oğlum bana çok çektirdin inşallah oğlun da sana çektirir...

    sonrasını duymadım ama gerek de kalmadı.

    sanırım eşref saatine denk geldi.

    ya da çok derinden ah etti.

    babanın bedduasını alma diye boşuna demiyorlar.

    ben o sırada kasada hesabımı yapıyorum.

    kafamda da

    karma is bitch cümlesi yankılanıyor.

    aslında böyle dememem lazım.

    etme bulma dünyası

    men dakka dukka demem lazım ama

    o zaman da kendimi

    tövbe estağfirullah sen önce kendine bak sersem kafa derken buluyorum.

    keşke z raporumu erkenden verseydiler...

     
  8. bağıra bağıra okuyor:

    halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik.

    Bu suçu bu kanuna kim ekledi acaba ? dedi gülerek.

    bir de taklit yapıyor:

    Dur şunu da bir ekleyeyim...

    mevzu da çok alakasız bir yerden.

    dürtüsel enerjilerine yenik düşen iki yurdum insanı ve "ne var ki bunda ?" demeleri.

    dedim ki:

    bu durum TCK'na göre suç değil.

    Değil yani.

    düşündü düşündü, en üstteki mevzu bahis maddeyi hatırladı.

    bunun içine dahil edilebilir dedi ve sırıtmaya başladı.

    ya bi git eklemlerim ağrıyor zaten uğraşma benimle dedim.

    ------

    bütün okul vampir - köylü oynamaya devam ediyorlar.

    bakalım ne olacak ?

     
  9. çok güzel anlatıyor ben de dinliyorum:

    ben ne yaptım ki ? Ne suçum var ? demiş.

    o da demiş ki:

    o, bunları yaparken

    sen sadece seyrediyordun, hiç karışmadın, bir şey söylemedin, müdahale etmedin,

    o, yaptığı için, bu yardım ettiği için, öteki nemalandığı için, sen sessiz kaldığın için, beriki zaten hiç görmek bile istemediği için, falanca kafa yormadığı için, beriki ilminin hakkını vermediği için, bir diğeri sadece sıra kendisine geldiğinde ...

    sayıyor da sayıyor

    kurular ve yaşlar olarak canlarım

    ( elindeki kupadaki çayından büyük bir fırt çekiyor. )

    hepimiz güzellerim

    cümbür cemaat bitanelerim

    festivale hazır olalım.

    bakınız, dedi.

    kendimi de soyutlamıyorum.

    evindeki bir saksı çiçeği suyundan mahrum bırakandan

    nimetleri saçıp savuranlara kadar...

    ( bir çağ yangını bu, bütün dünya günahkar çalıyor. )

     
  10. az önce pazardan geldik. en kısa pazar ziyareti idi. Eskişehir Eskişehir olalı böyle yağmur görmedi.

    pazara gitme nedenim zaten alışveriş değil lise arkadaşım şükrü ile görüşmekti. amacıma ulaştım.

    havuç 15 lira idi. domates 30, hıyar 25, erik 200 ama olmamış daha.

    portakal 40, mandalina 35, limon 40.

    derimize kadar ıslandık. mübalağa yok.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.