Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
HerturluyazarBu üye ÇaylakBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
kullandığı ama kendinde olmayan bir şeyi bir başkasından isteyip duran kişilere verilen ad. bu para olabilir. ama genellikle para istenemeyeceğinden sigara üzerinde anlam bulur. otlakçı arkadaş, üzerinde sigara paketi taşımayarak devamlı bir tane versene, bir tane versene diye sigara otlanır. paket bu arkadaşların sayesinde 2 saatte biter.
benim otlakçılık vasfını kazandığım hayatımda geçen 2 ay olmuştur.
üniversitenin ilk günleri. sonradan en iyi arkadaşım olan milletin kanka diye tabir ettiği hıyar vasıflarını üzerinde toplamış bir arkadaş bana sigara tutup dururdu. ben de o zamanlar haftada 1 tane falan içerdim. istemesem de onu kırmamak için sigarasını alır yakardım. 1 ay böyle sürdü. 1 ay sonunda tutmamaya başladı sigarasını ama alışmıştım ve sigara paketi taşımak ise çok yabancı olduğum kendime yakıştıramadığım bir şeydi. böylece tutmasa da sigara istemeye başladım. 1 tane versene.. 1 tane versene. 2 ay geçti. arada bir benim aldığım paketlerde oldu ama ona verirdim ben taşımam diyerek. ama tek tüktür. 2 ayın sonunda sigara istediğimde o beni paket taşımaya iten cümle geldi; "bak karşıda bakkal duruyor orada da sigara var."
birden nolduğunu şaşırdım ve tamam diyerek taşıdığım ilk paketimi aldım.
sonra mı noldu? sigarayı bana alıştıran o değilmiş gibi 4 sene boyunca benim paketimden otlandı. her defasında da o 2 ayı kafama kaktı. 2 ayın bedelini 4 sene olarak ödedim. bende kalmadı 1 tane versene dediğinde bir gün aynı cümleyi ona kurdum, bakkalı gösterdim ama işe yaramadı. yıllar boyu süren bir kan emiciye sahip oldum. otlakçılık yakın gelecek için sakıncaları bulunan ve yapılmaması gereken bir şeydir. hatta artık o kadar abartmıştı ki sigaramın dışında tüm kaybolan çakmaklarım onun cebinden çıkar olmuştu. o kadar ki kendi bile farkında değildi. benim bu çakmak derdi. erasmus'a gittiğimde arkamdan ağlayan tek arkadaşım da oydu. demek sigaralar için ağlamış. okursan burayı, beni bir arasın kendisine bir şey diyeceğim.
not: bu olay dışında hala en yakın dostumdur. artık kendi paketlerini kendisi alıyor.
Pek mantıklı olmayan ödeme biçimi. asgarisini ödemek olarak geçer. Ancak bunun dezavantajları vardır. onlardan ilki, geri kalan paraya faiz işlemeye devam eder. taksitli alışveriş gibi faiz totalde değil değişen oranlarda uygulanır. bir diğer dezavantajı ise bddk'nın uyguladığı kural çerçevesinde (tüm bankalar için geçerli) kredi kartının 6 ay boyunca asgarisini yatıran kişiye taksitli nakit avans verilmez, kredi kartından nakit para çekimine izin verilmez. Sistem otomatik o kredi kartını bu işlemler için blokeler. Bu blokenin açılması da hemen olmaz. tümünü yatırmaya devam ettiğinizde bir sonraki işlem dönemi bloke kalkar. 6 aylık süreyi yönetmelikle bddk artırıp azaltabilir. ayrıca yapılan bu ödeme biçimi kkb risk ekranları dediğimiz ekranlardaki kişinin kredibilitesini yani kredi risk skorunu günden güne düşürür. aydan aya değil. aynı destek hesaplar gibi yani kredili mevduat hesapları gibi.
kıbrıslı şivesinde paranın söyleniş biçimi. şive değişikliği olsa gerek. sadece para için değil bir çok şey için kıbrıslılar -cik,-cık ekini kullanırlar. karın g(k)ascığı, bizim hanımcık, proteincikler vs. çok para görmüş fakir yada çok zengin de kullanabilir. paracıklarım paracıklarım şeklinde. buradaki kullanım paranın küçüklüğünden değil, sevimliliğinden öte gelir.
çocuğundan habersiz olan insanın içinde olduğu durum. çocuğun annesi, çocuğun olduğunu söylememiş ve söylememek için nedenleri varsa bu durumda baba hala çocuğunu tanımaz. baba çocuğunu hala kendi isteği olmadan tanımıyor ve tanımak istemiyorsa o zaman o babadan hayır gelmez. annenin zaten tanımama gibi bir ihtimali yok.
akraba olan halanın çocuğunu tanımamaksa önemli değil. ben tanıyorum da noluyor? 10 yıldır görmedim. -gülücük-
ya demirle vidalanmış, ya yapıştırıcıyla asılmış bir plastik yada demir askılıklarla kapının üstüne tutturulmuş şekilleri olan, normal insanların elbiselerini astığı aparat. normal insanların dışındakiler de bir gardırop kullanmak yerine tüm elbiselerini dağ şeklinde asarlar. sonra ertesi gün bir daha asarlar, taa ki asabilecekleri demir kalmayana kadar. sonra o dağ yığını belki sandalyenin üstünde birikmeye başlar. taa ki koyabilecekleri sandalye ortadan kaybolana kadar. bunun sonunda kıyafetler yerlere atılmaya başlanır. taa ki bir dişi kişisi gelip kızıp etrafı toplayana kadar.
beni soracak olursanız benim için sadece sandalye kısmı geçerli. dağ şeklinde bir sandalyem hep vardır.
1. | zeynepözkan788 | |
2. | bolsuic |
İDAL* | 101 yeni konu açtı Son konu 05.11.2023 03:52 - 580 yeni entry girdi Son entry 17.11.2023 21:58 | takip etme |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |