Türkiye'nin memur portalı

sen 3 milyor, sen milyon, sen 3 milyor 750 milyonu naaaptın diyen kadını hatırlatan, eski para kullanımını bırakıp yeni kullanıma alışamamış insan söylemi.

benim de alışmam 1 kaç ayı aldı ama üstünden tam 10 yıl geçmiş. ytl hayatımıza 2005'de girdi. 2009'da ise tl olarak değişerek çıktı. yıl 2015'in ikinci yarısına geliyor ve ben hala bazen milyon demekten çekinmiyorum. karşımdaki insansa bunu tiye almadan anlayabiliyor. o zaman biz o milyonlarla trilyonlara çok alışmışız. çünkü ne zaman ki yüksek meblağlı bir rakamı telaffuz etsem hala trilyon yada katrilyon çıkar ağzımdan.

öğrendiğim kadarıyla 5 çeşit ve asit oranlarıyla ve uygulanan işlemlerle ilgili çeşitlendirilmeleridir.

1) sızma zeytinyağı: en saf olan, ısıl işlem görmeden asit oranının en fazla %1 olduğu, taşla ezilere çıkartılan zeytin yağlarıdır. bunların erken hasatı ve çift filtrasyonluları daha pahalıdır. e vitamini açısından çok zengindir. en pahalısıdır. ve kullanılması gerekendir.

2) birinci zeytinyağı: asit oranı %1-%2 arasında olan çok az kusurlu zeytinyağıdır.

3) ikinci zeytinyağı: asit oranı %2-%3 arasında olan kusurları daha fazla olan ve farkedilebilen zeytinyağıdır.

4) rafine zeytinyağı: rafine için işlemden geçmiş zeytinyağıdır. tam içeriğini bilmiyorum

5) riviera zeytinyağı: rafine ve birinci zeytinyağı karışımından oluşan ısıl işleme maruz kalarak asidik oranı düşürülen zeytinyağıdır. vitamin değerleri büyük oranda ölmüştür. ayçiçek yağı yerine kullanılabilse de sızma zeytinyağının yerini asla alamaz.

erkekler tarafından anlaşılamayacağından dolayı erkek olmayanların açıklaması gereken ve anlamamızın sağlanması gereken şeylerdir. biri bir şekilde açıklamazsa ömür boyu anlayamayacağız anlaşılan.

ayrıca mesela açıklamaya, 35 milyon ayakkabıyı ne yaptıklarını açıklayarak başlayabilirler. bir türlü anlayamıyoruz bunu.

anneanne evinde olan acımasız olay. sonuç ise o saatin pilinin çıkartılması ile son bulur. sabah anneanne senden önce kalktığından da kim bu saati durdurdu sorusuna maruz kalınır. Zira onun için bir gürültü değil, bir alışkanlıktır o sesi duymak...

ekmeği gömlek niyetine giymekle çözülebilecek sorun. ancak 99 ekmeği nerenize giyersiniz orası artık size kalmış. iyi ki diyorum, 300 ekmeklik bir gömlek değilmiş. ayrıca ankara'da ekmek fiyatları 75 kuruş. 99 liradan 132 ekmek çıkar. bu arada şahsi kanaatim, insanın iyisi de olmalı kötüsü de. lüks bir baloda 20 liralık gömlek hoş olmayabilir. ayrıca beymen'de indirim var 80-90 liraya çok güzel gömlekler satılıyor. öyle 500-1000 lira değil. nasıl ki baloda, özel bir katılımda 20 liralık gömlek hoş durmazsa günlük olarak 100 liralık gömleği de harcamak pek hoş değil. şayet yıpratacak bir iş yapmıyor ve üst düzey görevli değilseniz. üst düzeyseniz, astlarınıza giyiminizle de örnek olmanız gerekir. bu bir israf değildir, 1 gömlek yıllarca giyilebilir. çünkü mevzu bahis olan 500 liralık gömlek değildir. ancak, açlıktan sokaktaki dilenenleri aklımıza getirdiğimizde ise iş değişir. 20 liralık gömlek varken 50 liralık gömlek hatta gömlek giymek bile lükstür onlar için. önce açlara yardım edip sonra o gömleği alabiliyorsak, 1000 lira da olsa kendi alın terimiz. kendi tercihimiz... ama şayet ben 1 gömleğe 1000 lira vermem. takım elbise yada kaşmir bir paltoya verilebilir mi? verilir.