Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

siyah bulut

Bu üye Çaylak

Bu üyenin profil sayfasına git

67 entry 1 konu hiç puanı yok
25.09.2021 22:49 son işlem tarihi takip etme takip et

Doğum günü

İnsan kaç yaşında olursa olsun doğum günleri özeldir. Bir insan kaç kere dünyaya gelir ki? 7 sinde de 77 sinde de kutlanmalıdır. İlla ki şölen havasında geçmesine de gerek yoktur. Yakınındakilerden gülen gözler ve sıcak bir tebessümle "doğum günün kutlu olsun" kelimelerini duymak ve sarılmak yada uzaktakilerden bir doğum günü tebriği mesajı almak bile insanı mutlu etmeye yeterlidir. Tesadüf o ki iki gün sonra benim de doğum günüm. Bu günde Yaş almanın hüznünü yaşamaktansa iyi ki doğdum demenin mutluluğunu ve coşkusunu yaşamayı tercih ederim.

25.09.2021 14:39
  1. gelecek kaygısı

    Bugün üniversite yerleşme sonuçları açıklanmış. Eminim gençlerin çoğu bir yere yerleşmiş olmanın mutluluğu ile birlikte, bu bölümü bitirip mezun olduğunda iş bulup bulamayacağının endişesini de yaşıyordur. Hatta bazı gençler üniversite okurken bile, bölüm yada üniversite değiştirme girişimlerinde bulunabiliyor. Çünkü insanların çevrelerinde, istemediği bölümden mezun olup, iş bulamayan pek çok örnek var. Bu da ister istemez gençlerin üzerinde bir gelecek kaygısı oluşturuyor.

     
  2. şu an çalan şarkı

    bad habits (ed sheeran)

     
  3. güne nasıl başlarsan öyle gider

    Günün güzel başlaması, günün güzel biteceğinin habercisi olmadığı gibi, günün kötü başlamış olması, günün kötü biteceği anlamına da gelmez. Hayatımızın kontrolü kendi elimizde ise gidişatı da ona göre değiştirebiliriz. Kontrol dışı konularda da kısmetten öteye köy yok.

     
  4. okullar açılacak mı

    Salgınla birlikte nasıl ki lokantalar, sinemalar, alışveriş merkezleri kısaca insan yoğunluğunun olduğu heryer önlemlerini alarak açılmış ve işliyorsa, okullar da açılmalı ve açık kalmalıdır. Hatta mümkünse heryer kapansa bile okullar açık kalmaya devam ettirilmelidir. Kırmızı çizgimiz eğitim olmalıdır. Salgın gerçeğinden kaçamayacağımıza göre, onunla yaşamayı öğrenip, yolumuza devam etmeliyiz. Yoksa Eğitimsiz bir nesil çığ gibi çoğala çoğala toplumsal bir sorun olarak salgından daha da büyük bir tehlike yaratacaktır.

     
  5. unutulmayan öğrencilik anıları

    Lise birinci sınıfta kimya dersinde yazılı oluyorduk. Hocamız kopyaya tahammülü olmayan, sıkı disiplinli biriydi. Sınavın ortalarına doğru hoca kopya çeken serkan adlı arkadaşımızı gördü ve kağıdını aldı. Serkan bir müddet olduğu yerde kaldı sonra kalkıp yanındaki, önündeki, onun önündeki arkadaşların yazılı kağıtlarını kapıp, buruşturup, öğretmen masasının önündeki hocamızın üstüne doğru yürümeye başladı. Hocamız da minyon yapılı, serkanın yarısı kadar boyda bayan bir hoca. Herkes sınavı bıraktı, ne olacak şimdi diye bakakaldı. Ben oturduğum yerden hocanın yüzündeki ifadeye kilitlendim, korku, sinir, hayal kırıklığı... allahtan Serkan hocanın yanından teğet geçti ve sınıfı terk etti. hocamız da peşinden gitti. Sınav yalan oldu tabi. Sonradan öğrendik ki serkan ailesel sorunlarından dolayı okumayı bırakacakmış zaten, bu kopya olayı da tuzu biberi oldu sanırım. Bir daha da serkanı görmedik. Hocamız da bu konu hakkında tek kelime etmedi. Sınav başka bir gün yeniden yapıldı.