Türkiye'nin memur portalı

Özlemle, sevgiyle, hasretle anılan yaşaması zor şehir.

Tükeniyor orada yaşayan insanlar, farkında olmadan tükeniyor.

İnsan bilet almak için bile sıraya giriyor, ilk defa orada görmüştüm. Yığınla insan... Bedava bir şey dağıtılıyor herhalde demiştim. Çünkü benim o zamanki küçük şehrimde böyle bir kalabalık ancak böyle bir düşünceyle bağdaştırılabilinirdi. Meğer bilet alma kalabalığıymış. Bu nasıl bir şehir böyle demiştim.

Sonra meşhur İstiklal e gittim. Dedi ki arkadaşım burası 'istiklal'. Eee demiştim. İnsanlar buraya gelir gezinir, yürür, eğlenir demişti. Uzun bir cadde ve insanlar yürüyor... Çok garip gelmişti. Ne saçma demiştim.

Dün gibi aklımda o 17 yaşındaki genç kızın (o ben oluyorum, gülücük) küçük şehrinden çıkıp İstanbul'a okumak için gittiğinde yaşadığı korku, heyecan, endişe.

İstanbul'u anlamak için yaşamak lazım. Gide gele o İstiklal'in sadece bir yol olmadığını anlıyorsun. Oranın bir ruhu var, ritmi var. Hızla akan bir zamanı var.

Her yanı ayrı bir tad, ayrı bir yaşanmışlık. Keşke ama bu kadar kalabalık olmasa, bu kadar trafiği olmasa.

Yıllarca yaşadım. Hep mutlu yaşadım ama orada yaşanmaz bu bir gerçek.

Yavaş yavaş tükeniyor zihin o keşmekeşliğin içinde.

Uzun bayram tatillerinde gezmek istiyorsanız orayı gidin gezin. Bomboş oluyor yolları. Ne trafik ne kalabalık.Bahçeşehirden Ortaköy'e 11 dakikada gittiğimi biliyorum. (o mesafeyi bilen anlamıştır) O zaman o güzellik bir başkalaşıyor.

Yoksa gecenin 3ünde de sabahın 6sında da öğlen ortasında da trafik vardır. Ya alıyordur ya ite kakadır ama yine vardır.

Yapılan şikayeti mutlaka dikkate alan ve mutlaka dönüş yapıp bilgilendirme yapan uygulamadır.

Telefuzu zor yiyecek.

'kuru hasan' diye seri bir şekilde söylediğimizde telefuzu çok yakın oluyor(gülücük)

Seven kalbin susturulamama sebebi olan duygu.

Sen susarsın o susmaz.

Sen gidersin o gitmez.

Sen küsersin o küsmez.

Sen kaçarsın o gerisin geriye geri döner.

Beyninin içinde, gözünün önünde, yediğin yemekte bile hep onu düşünmene sebep olur.

O böyle bir duygudur işte. Her yerde ve her şeyde seninledir.

Bugün 165 TL olmasına mütevellit incelediği faturadır.

Normalde 120tl gelen fatura 2 aydır 165 TL gelince bakayım dedim.

Tuketim bedeli 85 TL yazıyordu ve geri kalan her şey vergi, hatta ve hatta vergininde vergisiydi.

Lanet etmeyim de ne yapayım?

Kullandığım bir hizmetin tam tamına yüzde yüzünü vergi olarak ödüyorum ve bu sadece bir kalem hizmette.

Bunun su faturası, doğalgazı, İnterneti, telefonu, alışverişi, ıvırı zıvırı derken kazancımızın ciddi bir bölümünün vergilere gittiği görüyorum.

Bi laf var bilirsiniz böyle... Böyle bilmem ne diye.

Millet olarak müstehakız.