 Türkiye'nin memur portalı |
 Oturum aç
 Üye ol
 Parolamı unuttum
|
Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç
Üye ol
Parolamı unuttum
|
madde bağımlısı olanlar iyi bilir, ilgili bağımlılık yapıcı madde alınmazsa darlanma, bunaltı, sinir gibi belirtiler verir.maddeyi alana kadar madde arayışı devam eder, ilgili madde yeterli dozda alınırsa rahatlama gevşeme ve haz evresi yaşanır, ta ki bir sonraki dozun kullanım zamanı gelinceye kadar...ilgili maddeyi ne kadar çok tüketirseniz bağımlılığınız artar ve daha sık madde ihtiyacınız olur.tabii madde kullanımında sağlık kaybı, para kaybı, sosyal kayıplar gibi maddi zararlar da alındığı için kullanılan madde zorunlu bağımlılıktan ibaret oluyor.
ibadet de aynen bu şekilde bir etkiye sahip.alıştıktan sonra gerekli dozda ibadet yapılmazsa darlanma, bunalma, huzursuzluk gibi hisler yaşanıyor.ilgili ibadet yapıldıktan sonraysa bir sonraki ibadete kadar rahatlama gevşeme ve huzur...ibadet etmenin sonunda maddi kayıplar yaşanması söz konusu değilken üstüne üstlük yerine manevi kazançlar elde edildiğine inanılması ise ibadet etmeyi gönüllü bağımlılık haline getiriyor.
madde kullanımının haram olmadığını bir anda bana hatırlatan başlık.
1400 yıl önce kim madde kullaniyorsa artik
daha çok, başa bir bela gelmesin diye yapılan, ödenmesi gereken bir borç gibi görülen, ödenmeyince psikoza sokan bir tür nevrozdur ibadet.
sigara tiryakisi yahut da açlığa dayanamayan bir bünyesi olmasına rağmen oruç tutmaya çalışan gibi tipleri kastediyorum.
yıllarca para biriktirip hacca gitmeye çalışanlara diyorum,
cimri olduğu halde, güya islamın şartı olduğu için, zorla kırkta bir zekat ödeyene diyorum.
zor geldiği halde sabah akşam namaz kılmaya çalışanları kastediyorum.
yoksa ibadet, insanı yaratıcıya yaklaştırdığı düşünülen (inanılan) her şeydir.
helalinden para kazanmak için çalışmak da ibadettir aslında. ama işsiz eleman cumaya gidemedi mi daha çok müessir oluyor. anlamak mümkün değil doğrusu. bu işte sizce de bir yanlışlık yok mu a dostlar?
plasebo etkisi ya da borç ödeme durumu gibi şekillenmek zorunda olan bir durum değildir.
plaseboda maddi bir bağımlılığa karşı reaksiyon alınamaz.örneğin eroin bağımlısını suboxone veya muadili bir ilaç olmadan tedavi etmek mümkün değildir, ilgili ilaçların etkeni yine eroinin kendisidir veya esrar bağımlısınının ilaçla tedavisinde thc içerikli ilaç kullanılması gerekir.bağımlı kişi kriz anında etkeni almazsa kriz devam edecektir. bağımlılığın tedavisinde etkeni kontrollü verme sözkonusudur. plasebo etkisiyse basit obsesyonlarda ya da evham gibi psikolojik durumlarda etkisini gösterebilir.ayrıca plasebo etkisi nadiren görülebilecek bir durumdur ve plaseboda, plaseboya cevap verecek hastaya ne verdiğinizin bir önemi yoktur, verilen şeyin kendisini iyi edeceğine inandırması yeterlidir.ama ibadetteki bağımlılık öyle değil, rahatlatıcı etkiyi ibadetten başka aktivite sağlayamaz.
borç ödeme mantığına bakacak olursak; borç ödemek gibi görünebilir, borç ödeme mantığıyla da icra edilebilir ancak ibadeti kabulleniş şekli borç ödeme mantığı olmak zorunda da değildir.mevcudiyetini bilemediğimiz ve varlığının hangi sınırlara dayandığını idrak edemediğimiz bir tanrıya inanıyoruz.sadece kendisiyle yaptığımıza inandığımız bir anlaşma gereği ibadet ediyor olabiliriz.aslında tanrıya sevgi hisleri beslemek zorunda da değiliz.tanrıya yaşanacak sevgi de iç dünyayla alakalıdır.arada bir anlaşma var, tanrı ibadet edene cennetini vadediyor.ibadet ederek ebedi zevke ulaşılacak olması, ibadeti yapan açısından gayet karlı bir ticaret.ticarette tarafların birbirini sevmesi gibi bir zorunluluk yoktur.alan veren razıysa sıkıntı yok.bunlarla beraber ibadetin kapsadığı eylemler, iyiliği emrettiğine inandığımız tanrıyı mutlu edeceğini düşündüğümüz her şey olduğu için, ne kadar çok yönlü ve çok miktarda ibadet ediyor olduğumuz da tanrıya olan sevgimizin göstergesidir.
| İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |