Türkiye'nin memur portalı

Kur'anı kendi kafalarına göre yaşamak isteyenlerin başlattıkları akım... Kur'anı gönderen, Onun nasıl hayat haline geleceğini bilfiil göstermek için Resulünü vazifelendirmiştir. Bu vazifeyi " Ey Resul, eşlerine kızlarına söyle örtünsünler " şeklindeki âyetlerde görebiliyoruz. Demek Resul sadece Kur'anı getiren değil; aynı zamanda bilfiil İlâhî talimatlara göre yaşayandır da... O yanılırsa, Allah onu uyarıyordu; Kur'an müslümanlığı iddiasında olan kardeşlerimiz yanıldıklarında onları kim uyaracak? Vahiy mi alacaklar. Oysa vahiy bitti. İlham mı alacaklar? Oysa hepsi ilhamı inkar ediyorlar. İnsan inkar ettiği nimete kavuşamaz.

Neden bu kadar kızıyorsunuz bu söze? Bu söz, Peygamberimizin (ASM) en büyük ilim ve hikmet talebesi olan Hz. Ali'nin sözüdür. Ne Yahudilerin, ne de başka birisinin sözü... Bu söz mükemmel bir stratejiyi anlatır. Mesela bir domuz sana saldırsa, bir ayı da domuza saldırsa; sen kalkıp ayının bağrını dürtüp kendine saldırtsan bu gösterir ki sen savaşmayı ve siyaseti bilmiyorsun. Domuzla savaşmanda ayıya destek, taraf veya dost olmakla sen kendi hayatını kurtarırsın. Aksi takdirde düşmanını bir tane iken iken 2 edersin. Domuza düşmanlıkta ayı ile aynı safta olman, seni ayı yapmaz. Hz. Ali böyle bir siyaseti anlatıyor. Siyasi dostluk ve taraftarlık ayrı, o tarafla aynîleşmek ayrı... Peygamberimiz (ASM), Hudeybiye anlaşması sonrası Mekke müşriklerinin taraftarı olan kabilelerin düşmanı olan müşrik kabilelerle siyasi işbirliği yaptı. Bu işbirliği Onu müşrik yapmadı. Bilakis Mekke'nin fâtihi etti. Çünkü Mekke müşriklerinin taraftarı olan kabile, Müslümanların taraftarı olan müşrik kabileye saldırınca Hudeybiye sulhü bitti. Mekke Fethi'nin yolları açıldı. Hz. Peygamber'in bu uygulaması Kur'ana uygundur; Allah'ın da emridir. Sizin referansınız Allah değil galiba!