Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

yarım

paylaş araştır

 

  1. Bütün bir şeyin ayrıldığı iki eşit parçadan her biri

     
  2. yokluğu acı veren, kanatan...

     
    (Bkz: eksik)
  3. tam olmayan, eksik

     
    (Bkz: eksik)
  4. bir yol hikayesini fitilleyen kelime, bir denemeye (deneme olması için uğraş verilen bir yazı desek daha doğru olur) belki de ruh veren mihenk taşı.

    şöyle ki; bir zamanlar böyle bir çaba ile bir şeyler karalamıştım.

    yarım kalmış bir yol hikâyesi;

    başlamak için bağışlamam lazımdı bir hayatı. bir yerlerden çıkmak ve yol almaktı başka yerlere. yıldızları sırtlayıp yağdırmalıydım gecenin orta yerine. bu yüzden, bir gezgin olmaya karar verdim. başka yüzlerde, başka hüzünlerde kendimi bulmak için çıktım yola.

    aklımdakilerle hoşbeşim şimdi tamda yol kenarında. demini almış çayım, güneşte kurumuş ekmeğim. bölmek için yanaşan kimseler yok. olmasında. bu yol benim. bu hikaye benim.

    bir dağın eteklerine vardım şimdi. kardelenler açmaya başlarken, içimdeki hüzünler el çırpmaya başladı. "son duraktasın ey kara kış! izin ver de yol alsın geç kalmış bahar"

    yankı oldu sesim dağlara, sonra ovalara, geçit vermez kayalara..utandı kış, eritti az biraz karlarını. bir kardelen daha!

    Sonra attım kendimi denizlere, avuçladım, çıkardım maviyi en derinden. "ey mavi, beyazı da çal kendine, sema?yı getir dize" kabardı deniz, şaha kalktı gök kubbe, açıldı ve yağdırdı yıldız yıldız..

    şimdi ise yamacındayım en yeşil ormanların. içime çekiyorum, çıplak kentlerin buz gibi duvarlarına esir düşmüş ciğerlerime. sararmaya yüz tutmuş ne varsa yeşile boyayasım var bu kez de. "ey rüzgâr deli deli es! sarı hüzünlerime çal bir yeşil" bir yel başladı ki sorma. hep bir daldan mırıldandılar hugo'nun en güzel şiirini;

    "ormanda uyuyan göllerde olduğu gibi,

    iki şeyle doludur çoğu insanın kalbi:

    gökyüzü ve onun bulutları, ışıkları,

    türlü renklerle boyar kıpır kıpır suları,

    ve çamur, derin karanlık, uyuşuk, kasvetli,

    kirli sürüngenlerin sinsice gezindiği."

    bitti mırıldanma, dokundu hüzne, saldı başka başka dertlere.

    arındırıyorum bu kez de kendimi tüm deli düşlerden. önüme serip çiğnemek istiyorum hiç düşünmeden. bir ben'i alıp başka bir ben'e değişmek istiyorum belki de. gidip de dönmek başka bir ben'le, bir yol hikayesiyle..

    her yol başka bir yola, başka hayatlara sürüklüyor. kimlere rastlarım bilinmez, ne anlatılar ne söylenceler duyarım belki de, birden kulaklarıma geliyor sözleri benjamin'in;

    "kim bugün doğru dürüst hikâyeler anlatabilen birilerine rastlıyor? bugün ölmekte olanların ağzından, kuşaktan kuşağa bir yüzük gibi dolaşan sapasağlam sözlerin çıktığı var mı? bir atasözü bugün kimin yardımına koşuyor?"

    kimsenin!

    sen söyle benjamin, kim kaldı doğru dürüst hikâye anlatacak?

    bir hikâye benimkisi sadece. ben yine de hikâyemi anlatacağım insanlar bulmak ümidiyle çıktım yola, kim bilir vardır belki de kaf dağının ardında. yürüyorum hiç usanmadan. bir tarih yazmak istiyorum zamana, bir destan.. bölünmüş yollara serpiştirmek istiyorum bütün anılarımı. derleyip bir tabloya hapsetmek, duvarına asmak ömrün.

    ne ağır bir yük ki sırtımdaki. bir yola çıktım, yol benden dertli. bastığım her taş başka bir hikâye.

    bir çocuk ağlaması geliyor şimdide önümde ki çakıl taşlarından; "ey toprak söyle! nedir bu böyle?" dile gelir ve anlatır içten içe; "bir hüzün hikâyesidir bu. çorak iklimlere baharı getirememiş bir annenin, içine düşen cemrenin feryadı. bir hasret, bir avuç gözyaşı. annenin gözlerinden dökülen çocuk ağlaması. bir çocuk ağlıyor, bir anne kanıyor.. yaklaştıkça sızısı büyüyen bir hikâye daha. daha anlatmadım ben kendi hikâyemi ama.

    tutunma çabası şimdi, güneşin asılı durduğu gökyüzünde. tam tepemde. eritmeye ant içmiş bir güzellikte. mataramda umudumu soğuttuğum suyumdan bir yudum alıyorum, alıyorum.. ve irkiliyorum tek sesle;

    "hadi kızım uyan, işe geç kalacaksın"

     
  5. Tamdan küçük, çeyrekten büyük miktar, ölçü.

     
  6. tavuk ve et dönerlerin ekmek için konulduğu yaygın satış türü.

     
  7. bit(e)memişlik duygusunun veya düşüncesinin en net ifadesi.

    tamamlanması gerekenin durumunu anlatır.

     
  8. matematiksel olarak iki katına böldüğümüz her rakamda ulaşacağımız neticedir. sosyal bilimler açısından tam olmayan ya da eksik olan anlamlarında da kullanılır.

     
  9. tamamlanmamıştır, eksik kalmıştır.

    hüzün verendir, tamamlanamayacak olduğunu düşündüğümdür.

    "ya gel tamamla eksik yanımı" diyerek Mevlana'nın da dem vurduğu durumdur.

     
  10. diğer yarısı eksik olan

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.