Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
fillerin tepişip çimlerin ezildiği olgudur
onlar sözde tartışıp perde arkasında kol kola girerken, alttaki halk ise bunların kışkırtmaları sonucu arkadaşıyla dostuyla düşman hale gelir
sonuç ne mi? onlar meclisin lüks lokantasında kalburüstü yemeklerinde kahkahalarla yaşarken sen arkadaşını bir ömür kaybedersin
siyaset yüzünden hiç bir arkadaşınızı kırmayın o yüzden, onlar kirlidir ama siz temiz kalın
eş anlamlısı politika olan kelimedir. politika eski yunancada çok yüzlülük anlamına gelir. siyaset ile uğraşanların hepsi çok yüzlüdür ve ortama göre değişirler. bir söyledikleri diğerini tutmaz. her seferinde farklı tutumlarda bulunurlar. yalan söylemekte ustadırlar. normalde görevleri insanları yönetme kapsamına girse de eninde sonunda kendi çıkarlarını düşünürler.
türkiye'nin başat üniversitelerinde eğitimi hala kaliteli olarak verilen bilim.
türkiye cumhuriyeti kimlik kartını almakla insana vahyolunan ilim. bu ülke sınırlarında yaşayıp da siyaset mevzuunda bilirkişilik taslamayan bir yurttaş ile karşılaşma ihtimaliniz yolda yürürken bir uçağın çarpma ihtimalinden düşüktür. güzel yurdumuzda meslek mensupları hep mesleklerine gereken ehemmiyetin verilmediğini savunur. bazıları için öyledir de... ne var ki en az saygı duyulan insanlar siyaset bilimciler. boğaziçi, odtü, istanbul üniversitesi, bilkent ve en önemlisi mülkiye... insanlar bu okullara girip 5 sene boyunca bu işin bilimi üzerine ihtisas yapıyorlar. uygarlık tarihi, siyasi tarih, düşünce tarihi, kent, toplum, devlet, ekonomi, yönetim... bunlar üzerine senelerce kafa yorup bir lisans derecesi elde ediyorlar. aldıkları bu lisans derecesinin vatandaş olmakla kazanıldığından bihaber şekilde topluma karışıyorlar. anadolu irfanı ile ilk karşılaştıklarında sudan çıkmış balığa dönüyorlar. o da nesi, herkes her şeyi zaten biliyor...
ankara'da okudum. yakın çevrem ve dostlarımın tamamı bu okullardan mezun. türkiye'nin bugünlerde yaşamakta olduğu deprem felaketi sonrası birçoğu ile iletişime geçtim. bu işin ilmini, irfanını, bilgisini ve terbiyesini almış o insanların hiçbiri beylik laflar etmedi. efendice üslubu koruyarak düşüncelerini izah ettiler. şimdi dönüp bakıyorum da bu memlekette en az saygıyı ve önemi bu insanlara veriyoruz. bunu yaparken işlerini saygısız ve fütursuzca bildiğimizi zannederek yapıyoruz. üstelik bunun farkında dahi değiliz. oysa herkesin dilinde de aynı türkü, eskiler ne güzeldi değil mi... eskiden bu insanlar işlerini biz de vatandaş olarak görevimizi yapardık. o yüzden güzeldi. şimdilerde ise bir deyiş türemiş. siyaset yapmayın deniyor. iki taraf için de söyleyebilirim ki siyaset yapamıyorsunuz ki... kahvehane dedikodusundan öte söylenenlerin bir itibarı yok.
Asıl adı alavere dalavere yani hel yalan dolan ,başka bir dünya,siyaset dışında olanın ben siyasi olsam şunu değiştiririm dediği ve o çarkın içine girdiğinde mecbur kalıp o döngüye ayak uydurduğu bir sistem,siyaset konuşmasını sevmem,bulunduğum ortamda da konuşulmasını istemem çünkü kimsenin fikri değişmez,siyasiler keyif yaparken bis yere vatandaşın bir birini yemesine katlanamam,hemen kaçmak lazım öyle ortamdan...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |