İsra kelimesi gece yürüyüşü, mirac ise yükseğe çıkma aracı.
, merdiven, asansör demektir. Sözlük anlamları bu olan İsra ve mirac hadisesi, Peygmberimizin üstün makamlara yükselişi, Allah'ın yüce katına çıkarılışı olayıdır. Hz. Peygamberin gecenin bir bölümünde Mescid-i Haram'dan, Mescid-i Aksa'ya götürülmesine İsra, buradan da Yüce makamlara yükselmesine , Allah'ın katına çıkarılmasına ise Mirac denir. Bu makamda Peygamberimize üç ilahi ihsanda bulunulduğu hadislerde geçmektedir:Beş vakit namaz, Allah'a ortak koşmayanların bağışlanacağı, Bakara süresinin sonundaki üç ayet.
Mirac kandilimiz mübarek olsun. Mevlam dualarımızı kabul eylesin.
Miraç için gülfeşan alarmı bu sene de çalmış
Peygamber'in miraç yolculuğu, insanın metafizik ve ruhsal boyutunu anlamak için güçlü bir semboldür. Bu yolculuk, hakikate ulaşmanın hem fiziksel hem de ruhsal bir deneyim olduğunu gösterir. Miraç, insanın maddi sınırlarını aşma ve hakikatle buluşma potansiyelini simgeler. Bu, yalnızca peygambere özgü bir deneyim değildir; aksine her insanın içinde bu potansiyeli barındırdığına işaret eder.
Metafiziği reddetmek mümkün mü? İnsan, yalnızca maddi dünyadan ibaret değildir. Bilinç, irade, ahlak ve sevgi gibi olgular, yalnızca maddeyle açıklanamaz. İnsan bir kez metafizik bir deneyim yaşadığında, bu gerçeği reddetmek imkânsız hale gelir. Çünkü yaşanan, kişisel bir hakikatten daha fazlasıdır; varoluşun daha geniş bir boyutuna işaret eder. Bu tür deneyimlerin ifade edilip edilmemesi gerektiği tartışılır; bazıları bu tür paylaşımların hakikati sınırlayacağını düşünür. Ancak hakikat, paylaşıldıkça büyür ve genişler. Bu nedenle, bireysel tecrübeler yalnızca kişiye değil, insanlığa da ışık tutabilir.daha önce yaşadığım metafizik bir deneyimi burada paylaşmış olmama istinaden bunları söyleme cüretini gösterebiliyorum.
Din ve siyasete her seferinde söylenecek şeyler var, her sefer...Tarih boyunca din, siyasal ve toplumsal düzenin bir parçası olmuştur. Ancak bu durum, dinin özündeki hakikati örtebilir. Din, toplumsal bir kural bütünü olmaktan çok, insanın kendi varoluşunu keşfetmesi için bir araçtır. Bu noktada "Kitleye dahil olmak zorunda mıyız?" sorusu gündeme gelir. Hakikat bireyseldir, her insanın yolculuğu kendine özeldir. Dini, bir topluluğa aidiyetin şartı olarak görmek yerine, bireysel bir arayış olarak değerlendirmek gerekir.bir aforizma olarak 'din kitlesel değil, bireyseldir'
Hakikate ulaşmak için cevher: Her insanda, peygamberlerde bulunan cevherin bir yansıması hatta bizzat kendisi vardır. Bu cevher, insanın vicdanında, bilincinde ve ruhsal potansiyelinde gizlidir. Hakikate ulaşmak için dışsal bir otoriteye ihtiyaç yoktur; insanın yapması gereken, bu cevheri keşfetmek ve geliştirmektir. Peygamberler dahi bir hakikat otoritesi değil, o cevhere işaret eden rehberlerdir. Yolculuk, her zaman bireyin kendi iç dünyasında başlar ve biter.
Metafizik bir deneyim, bu içsel yolculuğun önemli bir durağı olabilir. Böyle bir tecrübe, hakikat yolundaki ilerleyişin nişanesidir. Ancak bu deneyimler, hakikatin yalnızca bir gruba, kitleye ya da sisteme ait olmadığını, bireyin kendi içinde olduğunu gösterir.
Sonuç olarak, metafizik varlığımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Onu reddetmek, insanın kendini inkâr etmesiyle eşdeğerdir. Hakikate ulaşmak için bir kitleye ait olmak değil, içimizdeki cevheri keşfetmek yeterlidir. Bu cevher, bizi hem kendi hakikatimize hem de varoluşun derin anlamına götürebilir.
Keramet baştadır tacda değil
Hararet hardadır sacda değil
Her ne arar isen kendinde ara
Kudüste Mekke'de Hacda değil
Hayırlı kandiller
İletişim | Künye | KVKK Aydınlatma Metni | KVKK Başvuru Formu | Çerez Kullanımı | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |
![]() ![]() |