Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Eskiden küçük bir tatil beldesinde yaşadım. Orada görev yaptım...Evimiz 3 katlı müstakil bir binanın orta katındaydı...Alt katımızda ev sahibimiz ...Üst katta da kızı oturuyordu...Kimseleri evine almıyormuş kiracı olarak...Birileri rica etti bizi kabul etmişti. Oğlum o zamanlar minicik bir bebekti.Beni sevmişti teyze...Geceleri oğlum ağlayinca yanıma gelir ,bebekken bazen gece onu o uyuturdu.Bir başka oluyor küçük yerlerdeki insanların samimiyeti..Karşımızda mandalina bahçeleri vardı...Mis gibi kokusu gelirdi cam kapı açınca...Kumsal beş dakikalık yürüme mesafesinde idi....O zamanlar yaptığım görev nedeniyle zaten herkes tanırdı genelde...Pazarda selamlaşıp konuşmaktan zor alışveriş yapardım:)Ama şimdi arar oldum insanların o güleryüzünü, samimi selamlaşmaları...Küçük beldelerde bir başka oluyor sokaklar... samimiyet kokuyor her yer...Şimdi nasıl da özlüyorum kapıönü muhabbetlerimizi bile...Hayatimdaki pişmanlıklardan biri oradan ayrilmak oldu.Gerçi biraz da mecbur kalmıştım.
Bu tür sayfiye yerlerinde kışın sadece yerel halk ikamet ederken, yaz geldi mi birden nüfus patlaması yaşanır. Mevsimlik bir değişim söz konusudur. Bu hareketlilik de güzel olur aslında. Kışın durgunluğu, kendi kabuğuna çekilmişliği, doğa ile başbaşa kalınmışlığı da ayrı bir güzel, yazın o tatil hevesi ile büyükşehirden akın eden kalabalıklığın yarattığı hareketlilik de ayrı güzel. Bir değil, iki farklı sahil kentinde görev yapmışlığım var. Bir Karadeniz insanı olarak, denize sempatimiz ayrıdır, kopamayız. Ancak yaşam şartları, yine deniz seviyesinden yükseklere çıkmaya sebep oldu. Yine de anılarımızda, oralarda geçen yıllar hoş bir tebessüm bıraktı.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |