Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

bebeğini darp eden baba

paylaş araştır

 

  1. İnşallah görüntüler gerçek değildir.

    Bebek oyuncak bebektir.

    Yürek parçalayan görüntüler.

    Annenin içeriden sessizce gelip gitmesi de ilginç.

    Kamera bilerek kurulmuş.

    O çocuğun o darbelerden sağlıklı çıkması mümkün değil.

     
  2. Acilen kişilere, özellikle de sıkı psikolojik testlerden geçerek, anne-baba olma ehliyeti getirilmesi gerektiğini gösteren içeriklerden sadece biri. Sırf biyolojik yeterlilikleri var diye Kesinlikle herkes çocuk sahibi olmamalı. Aile ve sosyal hizmetler bakanlığının bu konuda ciddi adımlar atması gerekiyor, yoksa aile içi şiddetten sağ kurtulan çocukları devlet yurtlarının himayesine almak tek başına çözüm değil.

     
  3. Bu olayların temel nedenine bakacak olursak, Aileler çocuğu sağda solda sürtmesin diye istemedikleri bir evliliğe sürüklüyor ve sonuç bu oluyor. Hep yaşlı zihniyetin hatası bunlar. Fosiller ve bu caniler ölse de kurtulsak. Sigmund Freud zebaniniz olur inşallah cahil toplum artıkları.

     
  4. yumruk kadar kafası olmayan günahsız sabi'ye defalarca vurarak çocuğun kafa travması geçirmesine neden olan aşağılık babadır. zalimlik, gaddarlık, isim vermekte bile zorlanıyorum. bu insan ise biz neyiz? hayvan diyeceğim, hayvanlar bile yavrusuna bu denli davranmaz. video'yu neden izledim ki..

     
  5. spoiler

    Ne kadar hastalıklı bir toplum olduğumuzu kanıtlayan tiptir

    Burada iki satır yazı yazdınız diye kendinizi düzgün insanlar sanmayın! burası,bu coğrafya bir lağım çukuru ve hepimiz bu lağım çukurunun unsurlarıyız.

    Bizler iğrenç böceklerden farklı değiliz, bunu beyninize iyice sokun.

     
  6. Selam böcekler alttaki dizeleri hepimiz için paylaşacağım

    Senin baban, senin anan, senin kardeşin, komşun, oğlun, dayın, teyzen, sen...

    Şiir tam senlik

    Neyse, uzatmayayım, işte o şiir

    köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

    çünkü onlar ağırkanlı adamlardır.

    değişen bir dünyaya karşı

    kerpiç duvarlar gibi katı

    çakır dikenleri gibi susuz

    kayıtsızca direnerek yaşarlar.

    aptal, kaba ve kurnazdırlar.

    inanarak ve kolayca yalan söylerler.

    paraları olsa da

    yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardır.

    herşeyi hafife alır ve herkese söverler.

    yağmuru, rüzgarı ve güneşi

    birgün olsun ekinleri akıllarına gelmeden

    düşünemezler...

    ve birbirlerinin sınırlarını sürerek

    topraklarını

    büyütmeye çalışırlar.

    köylüleri niçin öldürmeliyiz?

    çünkü onlar karılarını döverler

    seslerinin tonu yumuşak değildir

    dışarıda ezildikçe içeride zulüm kesilirler.

    gazete okumaz ve haksızlığa

    ancak kendileri uğrarsa karşı çıkarlar.

    karşılığı olmadan kimseye yardım etmezler.

    adım başı pınar olsa da köylerinde

    temiz giyinmez ve her zaman

    bir karış sakalla gezerler.

    çocuklarını iyi yetiştirmezler

    evlerinde kitap, müzik ve resim yoktur.

    birgün olsun dişlerini fırçalamaz

    ve şapkalarını ancak yatarken çıkarırlar.

    köylüleri niçin öldürmeliyiz?

    çünkü onlar yanlış partilere oy verirler

    kendilerinden olanlarla alay edip

    tuhaf bir şekilde başkalarına inanırlar.

    devlet; tapu dairesi, banka borcu ve hastanedir

    devletten korkar ve en çok ona hile yaparlar.

    yiğittirler askerde subay dövecek kadar

    ama bir memur karşısında -bu da tuhaftır-

    ezim ezim ezilirler.

    enflasyon denince buğday ve gübre fiyatlarını bilirler.

    onbir ay gökyüzünden bereket beklerler,

    dindardırlar ahret korkusu içinde

    ama bir kadının topuklarından

    memelerini görecek kadar bıçkındırlar

    harmanı kaldırdıktan sonra yılda bir kez

    şehre giderler!...

    köylüleri niçin öldürmeliyiz?

    çünkü onlar köpekleri boğuşunca kavga ederler

    birbirlerinin evlerine ancak

    ölümlerde ve düğünlerde giderler.

    şarkı söylemekten ve kederlenmekten utanırlar

    gülmek ayıp eğlenmek zayıflıktır

    ancak rakı içtiklerinde duygulanır ve ağlarlar.

    binlerce yılın kabuğu altında

    yürekleri bir gaz lambası kadar kalmıştır.

    aldanmak korkusu içinde

    sürekli birbirlerini aldatırlar.

    bir yere birlikte gitmeleri gerekirse

    karılarından en az on adım önde yürürler

    ve bir erkeklik işareti olarak

    onları herkesin ortasında azarlarlar.

    köylüleri niçin öldürmeliyiz?

    çünkü onlar otobüslerde ayakkabılarını çıkarırlar

    ayak ve ağız kokuları içinde kurulup koltuklara

    herkesi bunalta bunalta, yüksek perdeden

    kızlarının talihsizliğini ve hayırsız oğullarını anlatır,

    yoksulluktan kıvrandıkları halde, şükür içinde

    bunun, tanrının bir lütfu olduğuna inanırlar.

    ve önemsiz bir şeyden söz eder gibi, her fırsatta

    gizli bir övünçle, uzak şehirdeki

    Zengin akrabalarından sözederler.

    kibardırlar lokantada yemek yemeyi bilecek kadar

    ama sokağa çıkar çıkmaz hünküre hünküre

    yollara tükürürler...

    ve sonra şaşarak temizliğine ve düzenine

    şehirde yaşamanın iyiliğinden konuşurlar.

    köylüleri niçin öldürmeliyiz?

    çünkü onlar ilk akışamdan uyurlar.

    yarı gecelerde yıldızlara bakarak

    başka dünyaları düşünmek gibi tutkuları yoktur.

    gökyüzünü, baharda yağmur yağarsa

    ve yaz güneşlerini, ekinlerini yeşertirse severler.

    hayal güçleri kıttır ve hiçbir yeniliğe

    -bu, verimi yüksek bir tohum bile olsa-

    sonuçlarını görmeden inanmazlar.

    dünyanın gelişimine katkıları yoktur.

    mülk düşkünüdürler amansız derecede

    bir ülkenin geleceği

    küçücük topraklarının ipoteği altındadır

    ve bir kaya parçası gibi dururlar su geçirmeden,

    zamanın derin ırmakları önünde...

    köylüleri söyleyin nasıl

    nasıl kurtaralim?

     
  7. Köy edebiyatı yapanları köye alalım lütfen.

     
  8. Böyle bir şey yapabilmek için, şeytanın benliği bütünüyle ele geçirmiş olması gerekir herhalde...

     
  9. İhale yine köylüye kaldı içerikli başlık.

    Yukarıdaki şiir bağlamında şehirlileri, mavi ya da beyaz yakalıları, fondöten kullananları, et yiyenleri, silah sevenleri, ağaç sevmeyenleri, şişmanları, çok elektrik tüketenleri diye bir sürü uyarlama şiir yazabileceğimizi söyleyebiliriz.

    Köylü de en azından iyi kötü diğer emekçiler gibi üretiyor. Kimseyi durduk yerde savunacak değilim ama tüm dünya toplumları olarak ama öyle ama böyle zaten gırtlağımıza kadar pisliğe battığımızı kabul etmeliyiz. Hesaba kitaba vurunca ahlaki olarak en aşağıda köylü mü olur, adası olan mı olur Allah bilir.

    Evrenin milyonlarca yıllık ve insanlığın binlerce yıllık tarihinde pek çok şeyi denemiştir mutlaka.

    Her birini de ayrı ayrı bize izah etmemiştir.

    Sistem anında yok etmiş, beklemiş, zamana yaymış, şöyle ya da böyle yapmıştır.

    Anında öldürmek işe yarasaydı yeryüzünde tek bir canlı bile kalmazdı.

    Demek ki bu da oyunun bir parçası...

     
  10. böyle insanların anne baba olmaları imkansız evlenirken olduğu gıbı cocuk yapmadan öncede testler yapılsın böyle hastalıklı ınsanlar yapamasın

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.