Türkiye'nin memur portalı

ulucanlar cezaevi'nde 1999'da yaşanan katliamın anlatıldığı belgesel film.

futbol seven erkeğin heralde artistik jimnastik izlemeyeceğini, kurtlar vadisi falan seyredeceğini düşündürten entryler bulunduran başlık.

futbol oynamayı sevdiği halde futbol izlemeyi sevmeyen, hatta takım dahi tutmayan erkektir. futbolun sadece erkeklere ait olmadığının bilincindedir ayrıca. leylekten başka kuş bilmeyenler gibi spor denilince aklına futboldan başka bişey gelmeyenlerin arasında yaşamaya çalışandır. üzerinde yaşayan her erkeğin futbol dahisi(!) olduğu ancak ne hikmetse futbol adına dünya çapında esamesi dahi okunmayan bir ülkenin vatandaşıdır. brezilya'daki futbol sevgisinden daha mı az ki bu ülkedeki sevgi, neden onlar futbolun zirvesindeyken bizimkiler böyle nal toplar diye düşünendir. şike üstüne şike yapmanın, bir de hayasızca örtbas etmenin, görmezden gelmenin normal karşılanmasından tiksinti duyan erkektir.

kısacası yapılacak daha önemli işleri, sevgisini ve enerjisini harcayacağı daha anlamlı şeyleri olan erkektir.

sadece tarafları bağlaması gereken bir durumken, işin içine ailelerin de girmesi nedeniyle çıkmaza girecek durumdur.

500 bin yıllık tarihi olan insanlığın halen aşamadığı bir sorunumsudur. bir insanla birlikte olmak için sevgi ve anlayış yeterliyken nedir bu ekstralar? ayrıca sünni-sünni beraberliği veya alevi-alevi beraberliği her sorunu çözüyor mu? onlar hep mutlu da bir mutsuz biz mi olucaz ki? denemeden, sadece olumsuz bir kaç örnekle yetinilip ne aşklar yok edildi bu ülkede. şucu bucu denilerek ne güzelim insanlar düşman sayıldı birbirlerine. yine ayrıca, başlıkta sadece hoşlanma durumundan bahsedilmiş. yani daha yolun başı. hoşlanma sen bundan, bu sana göre değil mesajı mı verecek insan kendine? başka mezhepten olması benim güzellik kriterimin önüne mi geçecek yani, kalbime söz mü geçirecek?...

toplumumuzda anne babaya sorgusuz itaat devam ettikçe bu durumda da bir milim ilerleme yaşanmayacak maalesef. ne zaman ki aklı ve vicdanı hür bireyler olacağız, ancak o zaman sevdik mi ama'sız, seveceğiz. korkularımızdan sevmeye fırsat bulabilirsek...

hayır hayır, başlıkta bir yanlışlık yok, okumaya devam ediniz diye söze başladığım, hac farizasını yerine getirmiş ama bir hacıdan beklenen davranışları göstermeyen kişiler için kullanılan ifade.

islamın şartlarının yerine getirilmesi, emirlerine ve yasaklarına uygun bir yaşam sürülmesi, müslümanlar için bir farzdır. hacca gitmek de imkanı olan her müslümanın görevi sayılmıştır. ancak ibadetler sadece yerine getirilsin için değil, insana bir yaşam biçimi sağlasın diye de emrolunmuştur. dolayısıyla kişinin hal ve hareketlerinin sınırlarını da çizer. hacı olmuş kimseler de bundan muaf değildir elbette. o kadar çileli bir ibadeti yerine getirip hacı olduktan sonra, hiç yapılmaması gereken veya artık eskide kalması gereken davranışlar sergilemek hacı kimselere yakışmaz. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirtir. hacılığa yakıştıramadığımız bir takım kötü örnekler gördüğümüzde de bunun gerçek olamayacağını düşünür ve ister istemez kendimizi alamayıp "hacı ama gerçek" deriz. ayrıca;