Türkiye'nin memur portalı

Bir ürününün aynı ozellikte kullanım amacı olan başka bir ürün yani birbirini tamamlayıcı ürünler.

Serpilin örneklerine bayıldım,sesli güldüm,son örneğine tabi.

Tereyağ olmadığında kullandığımız margarin , çay yerine kahve mesela...

Hedefine eleştirel tarzda yaklaşmak çünkü normal bir tavır olsa çok dikkat çekmez,bu şekilde daha çabuk dikkat ecekecegi için kısa yoldan hedefe ulaşmak gibi,bu arada hedef kız oluyor tabiki.

Bazen ise yarar ama çok abartı durumda itici de olabiliyor.

Tabiri caizse suyunu çıkarmadan neyse niyetin git söyle,ya olur ya olmaz artık o da senin şansına.

İşe yarar mı yarar,yine de ilk izlenimi çok abartmayın gençler,az efendi olun.

Birde memurlar net var,burada da az karşılaşmadık hani.neyyyse.

Yorumlardan anlaşıldığı üzere herkes itiraz ediyor.

Baskı her olayda her durumda var engel olmak mümkün değil ama duymamak umursamamak elimizde.

Yaş bir sayıdan ibaret diyen çoğunluk var,her yaşında ayrı fikri beyanı olur elbette zaten her yaşta aynı tavrı göstermen mümkün değil,gelişiyorsun öğreniyorsun tecrübe ediniyorsun ve bununla birlikte halin tavrın değişiyor,yaştan ziyade yaşanmışlıklar gereği davranış biçimi gelişiyor.

Şimdi bir çocuk gibi davranamam ergen gibi de mesela,belki ergen olabilir dur erken kadar vermeyeyim,bulunduğun ortama göre halin tavrın değişebilir.

Mesela bir toplantıdasın ve yetişkinsin orada bir çocuk gibi davranamazsın ama ailenin sevdiklerinin yanında küçücük bir bebek bile olabilirsin.

Biz nerede nasıl davranacağımızı biliriz,yaşa takılanlardan değiliz ki,meselenin özü de bu zaten.

Benim bir hayalim var hep söylerim,kaç yaşında olsam da sırt çantamı alıp diyar diyar gezeceğim ve bunu yaparken de bir çocuk bir genç ve yetişkin gibi yapacağım,yerine göre ruh halime göre.

Yaş kaç olursa olsun beden yaşlanır ama ruh yaşlanmaz yani duygular,biraz sakin dingin bir hal alırsın o kadar.

Beni soran olursa bir sabırsız,huysuz,deli,çocuk,uslu,akıllı ne ararsan var herkeste olduğu kadarı işte.

Şimdi sakince telefonu bırakıp yemeğimi yiyeyim,aç karnına yazdırıyorsunuz insana,kendi kendime bile çemkirebiliyorum gerisini siz düşünün artık.

Yelkovan yeller gibi esip hızlıca gidiyor,akrep yine sinsice avına doğru zaman onun elinde ilerliyor.

Herkes tabiyatını gerçekleştiriyor.

Zamanı durdurabilmenin yolu var mı?

Şu zamanda bir miktar dursak ve işlerimizi yoluna koysak.

Ya da en güzel zamanları durdurabilecek,en azından bir miktar.

Acı zamanları da hızlıca geçebilecek bir sistem yapsak,ne çok şey istedim zamandan dimi.

Düşünce gücüyle gerçekleşen durumlar varmış,bir kere denedim,çok zor zihin perişan oluyor,bana göre değil yani.

Akreple yelkovan kanki kanki yoluna devam ederken ben yemeği yapayım,yoksa beni onlar yenecek.

Ölümün saati dakikası yok,bu günü nasıl geçireceğine sen karar ver,gün içinde olumlu olumsuz ne varsa diğer güne sarkmadan yaşa diyor.

Kısaca anı yaşa an da kal,şimdi moda ya bu söz,ne kadar yaşayabilirsen çünkü senin dışında gelişen olaylara müdahale şansın zor,günü berbat etmeden ettirmeden yaşayabilene madalya takalım.

Hayat bugün ve yarısı bitti,şimdi bir gülümse ve kahve fincanını yıka Zeren,çıkış saati geldi.

Günün devamı evde veya herhangi bir yerde sen seç ve yaşa.

Ben gidiyorum yaşamaya,selametle...