Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Tanrıkut Mete

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

150 entry 57 konu 221 puan
13.12.2024 12:52 son işlem tarihi takip etme takip et

islam'a göre herkes kendi aklından sorumludur

tanım: yargı belirten, tartışmaya açık söz.

*

aklını kullanmayanlar/kullanamayanlar sonuçlarına

katlanmak zorunda kalacaklardır.

*

akıl, en önemli değerdir.

aklı olmayanın sorumluluğu yoktur ve bu yüzden akıl

imandan önce gelir.

*

ayet'e göre tanrı "aklını kullanmayanlara azap verir

üzerlerine pislik yağdırır".

*

"ben şu kanaat önderine, tarikat şeyhine, parti liderinin

söylediklerine uydum. o'na çok güvendim. sorgulamadım.

o'nun yap dediklerini yaptım. yapma dediklerini yapmadım.

ortada bir suç ya da günah varsa benim değil o'nların suçu

ve günahıdır. masumum."

demenin hiçbir anlamı olmaz.

*

günümüzde islam adına konuşan, vaaz veren, fetvalar yayınlayan,

cemaatların, tarikatların, derneklerin, kurumların.. kısacası

topluma önderlik yapanların, politikacı esnafının

din adına söyledikleri şeylerin doğruluğunu denetlenmeden,

sorgulamadan kabul etmek büyük hatalara yol açar.

*

ayet'te

"ey rabbimiz! biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik de

bizi yoldan saptırdılar diyecekler".

*

"ahirette kendilerini aldatanlarla karşı karşıya geldiklerinde güçsüzler büyüklük taslayanlara diyecek ki:

'şüphesiz bizler size uymuştuk; şimdi siz az bir şey olsun, tanrı'nın azabından bizi koruyabilecek misiniz?'

"ey rabbimiz! bizi işte bunlar saptırdılar!

onun için onlara ateşten bir kat daha azap ver! diyecekler.

tanrı da, "zaten hepiniz için bir kat daha azap vardır, fakat siz bilmezsiniz" diyecektir".

*

ek:

sonuç: kendilerinin nereye gidecekleri belli olmayan kişilerin

"cennet" vaatlerine inanmayın. bilimin yol gösterdiği akla inanın.

herkesi ve herşeyi sorgulayın.

03.12.2024 15:01
  1. islamcı arapçı kafir olur mu sorusu

    allah allah!.. bu nasıl soru böyle?

    dediğim konudur.

    başlığı açan kişi paylaşımını silince başlık ortada kalmış.

     
  2. Atatürk

    cumhuriyetin önde gelen kurucularındandır. asker, devlet yöneticisi ve siyasetçidir. "atatürkçü" ya da "kemalist" değil; türk millîyetçisi ve türkçüdür. türkçü ideolojinin en önemli uygulayıcısıdır.

    türkiye'nin 28'de 1'inin kurtarılmasına öncülük edenlerdendir. kurtarılamayan diğer kısımları üzerinde "devlet" görünümlü 40 civarında yapay yapılanmalar oluşturulmuştur. (bu bakımdan avrupa birliği' nin gelecekte türkiye' ye katılma talebinde bulunması beklenebilir!)

    #35sr soyadının anlamı "türklerin atası" anlamında değildir. öyle olsaydı meselâ "türkmenbaşı" soyadında olduğu gibi türkçe söz yapısına uygun olarak "türkatası" olması gerekirdi. gâzî, derin tarih bilgisinin gereği olarak "atatürk" soyadıyla insanlığın ortak atasının "türk" olduğuna (ata->türk)' e vurgu yapmaktadır.

    çevresini kuşatanların ablukaya alanların, heykellerinin karşısına geçip selâm durmalarına-saygı duruşunda bulunmalarına engel ol/a/ mamıştır.

     
  3. ev kadınları

    "mesleksiz" kabul edilen, "çalışan" kabul edilmeyen kadınlardır.

    halbuki günümüzde ev kadınlarının yaptıkları işler, piyasa da birçok meslek dalına ayrılmıştır.

    bu yüzden, sağladıkları "katma değer" in, "toplumsal fayda" nın ölçülebilir bir hale getirilmesine

    iş ve meslek standartlarının belirlenmesine ihtiyaç var.

    (birkaç yıl önce t.s.e.k. nun bu standartları belirlediğini duymuştum.)

    ev kadınlığını "meslek", ev kadınlarını da "çalışan" kabul eden bir yasal düzenleme yapılırsa

    emeklilik hakkı kazanacaklar. devlet s.g.k. primlerini belli bir oranda ya da tamamen sübvanse edebilir.

    emeklilik, hayatının belli bir döneminde çalışan, üreten her kişinin en tabii hakkı.

    ev kadınlarının çalışmadıkları, üretmedikleri düşünülemeyeceğine göre emeklilik onlar için de bir "hak" olması gerekmez mi?

     
    (Bkz: meslek)(Bkz: ev kadını olmak)(Bkz: tse)
  4. ceteris paribus

    daha çok iktisat biliminde kullanılan bir analiz yöntemidir.

    "seteris paribus" şeklinde okunur.

    bir değişkendeki değişimler incelenirken diğer tüm değişkenlerin

    sabit olduğu varsayılır. böylece doğruya yakın sonuçlara ulaşılmaya çalışılır.

    meselâ bir malın fiyatı düştüğünde o mala olan talebin artacağı varsayılır.

    ancak; neye göre, kime göre artacak? soruları pas geçilir. çünkü çok sayıda tüketici vardır ve her tüketicinin o mal ya da hizmete yönelik tercihleri farklı olabilir. fiyat, kalite, tüketicinin satınalma gücü, zevkleri...hep birer değişkendir ve bütün bunlar gözardı edilmek zorundadır. halbuki bu durum hayatın gerçekleri ile bağdaşmaz.

    karar alma aşamasında, algoritma mantığı ile kurgulanmış yapay zeka ve süper bilgisayarlar ile optimum sonuçlara ulaşılmaya çalışılır.

     
    (Bkz: Algoritma)(Bkz: yapay zeka)(Bkz: cateris paribus)(Bkz: süper bilgisayarlar)
  5. yazar olmuşum

    "darısı başıma" deyimini hatırlatan başlık.

    #3169 paylaşımını görünce bütün cesaretimi topladım, beklemeye başladım.

    dur bakayım ne olacak?

     
    (Bkz: dur osman yapma osman)(Bkz: yazar olmuşsun)(Bkz: dur bakalım,altından ne çıkacak)(Bkz: yazar olmak)