Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Kitap kapağında yazan her sözün yaşatıldığı, okurun dünyasına sunulan rengarenk bir içerik.
İçerik ve kapak uyumunun örtüştüğü bir pamuk romanı.
Roman karakterinin hep içinde taşıdığı tuhaflığın sorgulanmasıdır karakterce.
Henüz bitmese de kitap, bir parça yorum yapabilmek tuhaflık sayılmaz sanırım.
Türk Dili dergisinde kitapla ilgili İbrahim Demirci'ni güzel bir yazısı var.
Tavsiye edilir.
Yazıdan bir bölüm:
"Kafamda Bir Tuhaflık?ın en aykırı, en anlamsız, en çirkin, en yakışıksız, en
utanç verici, en uygunsuz, en incitici, en bağışlanmaz, en kötü, en tuhaf ve inandırıcılıktan
en uzak bölümü, yeni evli ve oruçlu kahramanların ramazan gününde
yatağa sokulabildiği, sonra da bu tuhaflığa gerekçe üre-t-tir-il-diği bölümdür (s.
185 vd.). Orhan Pamuk, keşke bu günahı işle(t)meseydi!"
Bu kez Pamuk'un kaleminde yoksullar ve farklı bir mekan olarak hayali Kültepe ve Duttepe'nin yer aldığı, Bildiğimiz Nişantaşı, Beyoğlu'ndan yaşam kesitleri sunulmayan bir roman var, kafamda bir tuhaflık.
Fazla karakter işlenmiş olsa da örgü daha çok Mevlut üzerine kurulu. Araya serpiştirilen ve zaman zaman kendi iç dünyalarını ve düşüncelerini yansıtan konuşmalarla okur, karakterleri daha iyi tahlil edebiliyor.
Ve Pamuk'un detaycı ve pekiştirici üslubu bu romanda da belirgin. Okuru bazen yorsa da, işlenen konu ve mekanlar hakkında hiçbir bilgiye sahip olmayan okurları da düşünerek detaycı bir yaklaşımı elden bırakmıyor.
Nitekim Pamuk, bir dünya romancısı.
Bu şekilde ele alması onun için pek tabi mümkün.
Bir not daha düşmeliyim; Bir Kara Kitap değildir benim için.
(Bir tuhaflık da; kitabın yarım kalması... ve tekrar başa dönüp okunmasında. Kendi açımdan bir tuhaflık, ismiyle de bu açıdan örtüşen bir kitap.)
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |