" anlamına gelir. Bilge kişi, tefekkür içinde olan..." /> " anlamına gelir. Bilge kişi, tefekkür içinde olan..."> " anlamına gelir. Bilge kişi, tefekkür içinde olan..." /> ",anlamına,gelir.,Bilge,kişi,,tefekkür,içinde,olan" />
Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Felsefe, etimolojik kökeni ya da sözcük anlamıyla "bilgelik sevgisi", "bilgelik arayışı>" anlamına gelir. Bilge kişi, tefekkür içinde olan, olup bitenlerin gerisindeki gerçek nedenleri bulmaya çalışan, hayatı doğru kavrayan, hemen her şey üzerine kuşatıcı bir kavrayış geliştirmiş, düşünsel bir açıklığa ve zihinsel olgunluğa sahip kimse olmak durumundadır. O, dahası sahip olduğu entelektüel kavrayışı ve zihinsel olgunlu¤u eylemlerine ve hayatına yansıtmış kamil bir insandır.
aklın çalışma biçimini öğrenmeye yarayan düşünme biçimi.
tarih boyunca özellikle özgür düşüncenin mümkün olduğu bütün toplumlarda varolmuştur. kimi zaman otorite için kimi zaman özgürlük ve bağımsızlık içinde yapıldığı olmuştur. bazende yasaklandığı.
felsefe insanın temel sermayesi olan aklını pratik olarak kullanabildiği yegane sistemlerden biridir.
felsefe alemi bir bütün olarak algılama arayışıdır. bu yönleri ile aslında bütün dinlerle de örtüşmektedir. çünkü kutsal kitapların hepsinde ki özellikle kuran-ı kerimde sık sık akletmeye,düşünmeye ve sorgulamaya bir teşvik sözkonusudur.
ancak felsefenin sınırsız özgür düşünme teması,aslıyla örtüşmeyen,gelenekçi,ve siyasal otoritenin hegomonyasındaki din'e karşı bir tehdit olarak algılanmıştır.
islam dünyasında siyasi Erk'in yanında yer alan imam gazali ve imam rabbani gibi din alimleri batılı manada felsefe yapanları işte tam da bu nedenle tekfir etmişlerdir. ibn rüşd,farabi,ibn-i sina,muhyiddin-i arabi gibi islam alimleri bu kafir ilan edilişlerden nasibini alanlardan bazılarıdır.
yaşadıkları dönemler özelinden ele aldığımızda,anadoluda siyasal birliği sağlama çabalarının olduğu dönemlerde özellikle bu gibi aykırı düşünceler,otorite için büyük tehdit olarak görülmüş,buna mukabil itaati ve daha az sorgulamayı telkin eden yapılar,kişiler veya kavramlar ortaya çıkmıştır. örneğin ibni sina ve farabiyi tekfir eden gazali o dönem devletin fetva makamıdır.
birde felsefeye alternatif olması açısından tasavvufun ortaya çıkışıda tam da bu dönemlerde gerçekleşmiş,mutasavvıflar daima el üstünde tutulmuştur,hallacı gibi aşırıya kaçmamak kaydı ile.çünkü tasavvufta hep bir sabır ve sükunet,kaderci bir sineye çekiş telkini vardır.
sonuçta felsefeye ilişkin iki temel bakış açısı görüyoruz. birincisi felsefenin insanı yoldan çıkaran gereksiz bir derinlikte düşünce örgüsü olduğunu düşünenler.imam gazali,imam rabbani,hasan basri gibi. bir fark şu ki imam gazali de felsefeyi felsefe yaparak reddetmiştir.
diğer tarafta ise felsefenin aslında korkulacak bir şey olmadığı,dini inançlada bağdaşabildiği,iman eğer pamuk ipliğine bağlı değilse,insanın ufkunu açıp imanını daha da kuvvetlendireceğini iddaa edenler; el kindi,farabi,ibni sina gibi.çünkü Allah her fırsatta insanı düşünme,akletme,fikir yürütme,körü körüne bağlanmama konusunda uyarır.
çok basit görünen sorularla insanı tersyüz eden bir bilim dalıdır
üniversite öğrencilerinin hele de solcuyum diyorsa muhakka bilmesi gereken düşünürleri barındırır içinde
aslında tüm sosyal bilimleri içinde barındıran bir disiplin gibi düşünebiliriz ve dinle ayrı gibi görünse de içinde aslında çok fazla dini öğe ve soru da barındırır
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |