Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
kendisini duyusal analiz yapmak suretiyle bilime adamış kişidir. taze ekmeği deneyleri neticesi bulmayı kafaya koymuştur, bu yönüyle ampirizmin yılmaz savunucularındandır.
-yok-lamayı seven insandır. bu arkadaş karpuzu tokatlayarak, mobilyayı tıklayarak, bulaşık süngerini sıkarak seçer aynı zamanda. dokunma duyusu gelişmiştir. dokunmatik telefon kullanmada da benzersiz bir potansiyeli vardır.
bütün ekmekleri elleyerek, hijyen olayını hiçe sayan, üstüne birde ekmekleri sıkarak hamur olmasına sebep olacak insandır.
hani diyorum, bu fırın senin için açılmadı, başkaları da alacak, sofrasına koyacak, çoluk çocuğu yiyecek, bu kadar bencil olmayın. sadece ben değil biz diyelim, bak nasıl en pişmiş ekmek senin sofrana kendi isteğiyle geliyor.
sözlükte o kadar erkek falan başlığı görünce erkekleri tek tek sıkarak seçen insan modeli olarak okuduğum başlıktır.
hala içimizde varolan insanlar.
salgın sebebiyle ekmeklere el vuramıyorlar ama bu süreç sona erdiği zaman yine aynısını yapacaklar. ekmekleri sıkınca ellerine ne geçiyor acaba. yoksa ekmekler dile gelip, "abi/abla ben daha fazla piştim beni al yoksa alma mı diyorlar." ah bir dilleri olsa dokunma derler eminim.
uno ekmek reklamındaki adamdır. birden aklıma bu reklam geldi 20 sene geçmesine rağmen unutamadığım reklamlardandır. Hani şöyle beyaz çoraplı eliyle birlikte her tarafı oynayan siyah giyinen bir adam vardı. sineği yapıştırıp köpeği elleyen baca boruna kadar ayakkabısını silen biri idi. eloğlu boş durmuyor sloganı ile bize herkesin dokunmaması gereken yerlere dokunabileceğini ama uno poşetli olduğu için "o ekmeklerin dokunulmazlığı var" diyerek dokunulmaz olduğunu anlatıyordu.
şuanda bile şu virüs zamanında şu reklamı tekrar yapsalar inanın 1-0 öne geçerlerdi.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |