Nasıl ki herkes resim çizemez, şarkı söyleyemez, ezber yapamaz, şiir yazamazsa maalesef herkes sayısalcı da olamaz. başlıkta bahsi geçen konuyu, öğrenciler 10.sınıfta alan seçimi yaparken bizzat yaşamış biri olarak söylüyorum, birilerinin bu durumu velilere de söylemesi gerekiyor, bazı acı gerçeklere de kulak tıkamamak gerekir. Öğrencinin 9. Ve 10.sınıfta fizik, kimya, biyolojisi zayıf, keza matematik de iç açıcı değil ancak veli ısrarla istiyor ki çocuğuğu sayısal alana yönelsin. rehber öğretmen ve sınıf öğretmeni notların düşüklüğüne dem vurunca da "benim çocuğum aslında çok zeki, çalışırsa yapar, bu sene çalışmadı ondan böyle oldu" bahabesine sığıyor, öğrencinin gerçekten de sayısal alanı istediği de söylenemez, en azından ailemin istediği yer olsun derdinde. Meslekte 17.yılım, Ancak bu durumdaki öğrencilerin gerçekten bir türlü çalışıp da başarılı olduklarını görmedim. Halbuki ilgi ve yeteneği olan başka bir bölüme gitse mesela tm, dil ya da sözele belki çok daha gayretli ve başarılı olacak. Emin olun sayısal yeteneği olmayıp da sayısalda varlık gösteremeyen öğrencileri gördükçe, öğretmen olarak bizler onlar adına daha çok üzülüyoruz. Birilerinin velilere bu kararı öğrenciye bırakmak gerektiğini ve sayısal seçen her öğrencinin tıp, dişçilik, eczacılık gibi popüler meslekleri kazanamadığını bilinçli bir şekilde anlatması gerekiyor.
veli toplantıları sezonunun açılmasıyla birlikte oluşan durum değerlendirmesi.
öğrencinin Neleri yapamadığına değil neleri yapabildiğine ve nelere ilgi duyduğuna yoğunlaşmak gerek.
böylece ilerlemesi daha rahat ve huzurlu olur.
ileride torunlarına anlatacağı dramatik hikayeleri olmaz.
Öğretmenin üstün öğretme becerisi, sayısal yeteneği olmayan hiçbir öğrenciye "artı bir puan" katmaz. Eğer ki sayısal yeteneği varsa da öğretemeyen diye tabir edilen öğretmen de olsa karşısında, o bir yolunu bulur, öğreneceğini yine öğrenir. Ülkemizde eğitimin her yerde âdil olmadığı bir gerçek ancak bu durumu sadece öğretmen faktörüne bağlamak haksızlıktır.
Velinin karşısında, Çocuğunun sayısal zekası olmadığını belirten ve bu açık sözlülüğe sahip bir öğretmen varsa o veli çok şanslı bir velidir bence. Ben de dahil çoğu öğretmen böyle bir yönlendirmede bulunmak istemez çünkü. Bu yaşa gelmiş öğrenci alan seçimi kararının (şanslıysa kendi almıştır, değilse ailenin zorlamasıyla almak zorunda kalmıştır) sonuçlarına katlanabilmelidir. Zayıf not aldı, başarılı olamadı diye de "demek ki öğretmen öğretemedi" çıkarımında bulunmak da tüm sorumluluğu öğrencinin dışına atmaktır. Sorumluluğu üstünden alınan öğrenci de çalışamamaya devam eder zaten. İnanın bu tür durumlarda işin içinde olmayan kişiler, dışardan bakınca kendince yorumlarda bulunabilir, o yanlış, bu yanlış der ama asıl burda olan öğrenciye oluyor maalesef.
..
Yüzde altmış haklılık payı bulunan öğretmendir.. Her insanın becerisi bir değildir zira.. Kimisi zihninden saniyeler içinde büyük rakamlı değerleri hesap ederken kimisi hesap makinesinde dahi doğru hesap yapamaz.. Kimisi koca metni bir kere okur anlar kimisi ise üst üste okuyup ana düşüncesini çıkaramaz..
..
Yüzde kırklık paya gelecek olursak, başarılı ve işini hakkıyla yapan öğretmenleri tenzih ediyorum, öğrencisi ufak bir ışık bekliyordur öğretmeninin gözünde ama onu göremiyordur.. Öğrenci uğraşıyordur, imkanları zorlamaya çalışıyordur fakat öğretmen ona yapamıyor/yapamayacak gözüyle bakıyordur.. Maalesef hala tabu yapıp bazı öğrencilerine "o yapamaz ki" gözüyle bakan öğretmenlerimiz var..
..
İletişim | Künye | KVKK Aydınlatma Metni | KVKK Başvuru Formu | Çerez Kullanımı | Reklam | Sitene ekle © 2023 MN Yazılım |
![]() ![]() |