Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
mesleği sahada öğrenmektir.mesleğe dair bütün detayların, püf noktaların uygulayarak, direkt mesleği icra ederek öğrenilen eğitimdir.alaylı eğitimde yamak, çırak, kalfa, usta gibi unvanlarla meslekteki yeterlilik seviyeleri nitelenir.
meslek sahibi olmak için illa mektep okumaya gerek yoktur.ayrıca her meslek de mektepten öğrenilemez.çok insan vardır ki mektepte edindiği mesleği icra edemediği için, heba olup giden mektepli yılların ardından, çalışabilmek, geçimini sağlayabilmek adına alaylı eğitime başlar.yaş otuza vardıktan sonra, alaylı olarak genelde vasıfsız meslekler edinilebilir.
meslek sahibi olmak için mektebe yönelmek şart mıdır? tabii ki değildir.yöneldiğimiz mekteplerin sonunda edineceğimiz mesleklerin neler olduğunu, bizi tatmin edip etmeyeceğini,icra etmeyi sevip sevmeyeceğimizi görmek için yıllar geçirmek zorunda olduğumuz büyük bir kumara da başlamış oluyoruz.genç yaşlarda başlanılan alay öyle değildir.bir aşçı yamağı olduğunuzu hayal edin o mesleği ömür boyu yapıp yapamayacak olduğunuzu anlamak için maks. ne kadar süreye ihtiyacınız olabilir.iki ay, beş ay...işte hepsi bu kadar.mektepli eğitimle, rüzgarda savrulan yaprağın düşmesi gibi içine düştüğümüz mesleği icra etmek yerine kendi seçtiğimiz, yaşayarak, icra ederek öğrendiğimiz mesleği yapmak eminim çok daha tatmin edici, ego doyurucu olurdu.
Dalgıçlarda bu ayrımın keskin olduğu gerçekliğidir.
Alaylı ve mektepli ayrımı. Alayının tecrübesi, mekteplinin taze bilgisi birleşince mükemmel işler çıkıyor ama alaylılar biraz sert oluyor eğitmekte. Bilgiyi dolaylamadan vermek yerine ben çok çektim o da çeksin mantığında ezdikçe eziyor ve bu durumda çekişmeler ve keskin ayrımlar daha da güçleniyor.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |