Türkiye'nin memur portalı

sesinin tonunu hoş gücünü yüksek bulduğum sevgili şebnem ferahın yağmurlar adlı şarkısının sözünden alıntıdır.

yağmur yağdığında, hüzne boğulduğumda aklıma bu söz gelir.

2 dozdur almam gereken bir ilacımı almadığım için herhalde sabahtan beri kalp çarpıntısı ve hüzün ile uğraşıyorum. dolayısıyla bu sözleri sabahtan beri fısıldamam çok normal...

örnek olarak 0 ve 8 i verebileceğim rakamlardır.

kısıtlı bir kitleye hitap ettiğini düşündüğüm, çok doğal ve içten bulduğum; sesini ve müziğini dinlemeyi çok sevdiğim, kalbimi yerinden söküp atan,acıtan,kanatan,mahfeden... müzisyen.

sofar'daki "sadece" adlı şarkıyı söyleyişi... o nedir öyle ya! (kocaman kalp)

kullanmak istemediğiniz halde iyi olmanız için doktorlar tarafından kullanmanız istenen, içerisinde çeşitli miktarda belli oranlarda kimyasallar bulunduran sıvı,katı,jel vb şekillerde olabilen; eczanelerde satılabildiği gibi bazılarını marketlerde de bulabileceğiniz "şey"lerdir.

3 aylık rapor ile verilen ilacı niye 1 kutu 1 kutu verirsin ki. hayır, cumartesi günü elindeki kutunun son dozunu alıyorsun pazar günü ilaçsız kalıyorsun. sonra sersemlik, baş dönmesi... ver işte 3 kutu yazılmışsa 3 kutuyu da, biz de amirimizden ikide bir ilaç yazdırmak için izin almak zorunda kalmayalım değil mi?

tam şu an doktor olmak istedim.

poli, mono vb kelimeler ile birlikte kullanılan terimlerin ne anlama geldiğini çok merak ettiğim için dokuzuncu sınıf biyoloji öğretmenimin ona kadar saymasını öğrettiği dil.

daha fazlasını da öğrenmek istiyorum, ama nasıl?

meraklı bir talebeyim (öğrenciyim) , evet. bence zaten öğrenci ve talebe arasındaki fark tam olarak bundan ibaret. sert çizgileri olan bir öğretmen bile müfredat dışına çıkıp bir öğrenci için otuz öğrenciye latince sayı saymayı öğrettiyse öğrenme konusunda gösterdiğim ısrarı düşünün.

sadece, son zamanlarda biraz yorgun olduğum için şimdilik gitar kursuna gidiyorum. keşke açılsa da latince kursuna falan da gitsem. benden başka talep eden de olur mu, onu bilemiyorum...