millet olarak kullanmasını hiçbir zaman öğrenemeyeceğimiz alanlardır. oturmak için yapılan banklara ayakkabılar ile bastıkça, çekirdek çitip yerleri çekirdek kabuklarına boğdukça, çöp ve izmariteri yerlere atıp çocukların eğlence alanlarını pislik yuvasına çevirdikçe, park içindeki çeşitli eğlence araçlarına zarar verdikçe, çöp kovalarında ateş yaktıkça, vs. kötü davranışları terk etmedikçe parklar mikrop yuvası olmaktan öteye geçmeyecektir. sevmeyi, saymayı öğrenebilsek bu saydıklarımın hiçbiri olmayacak. çocuklar bu parklarda neşe ile oynayacak ben burayı temiz tutmalıyım, tutmayanı uyarmalıyım düşüncesine sahip olmalıyız. bu düşünceye sahip isek sevmeyi de saymayı da öğrenmişiz demektir.