Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

efezgr

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

31 entry 10 konu 605 puan
06.12.2024 13:42 son işlem tarihi takip etme takip et

konuşan insanların arasında lafa girmek

türk insanının sosyal yokuş yukarı sürüş deneyimi. çünkü ne zaman nerede yapılacağına dair asla kesin bir yol haritası yoktur. ya çevredeki herkes "adam tam bizden" der ya da "arkadaşlar bu kim ya?" bakışıyla sosyolojik dışlanma başlar. :)

06.12.2024 10:23
  1. birbirlerine acilamayan platonik kisileri

    romantizmin sessiz çığlık atan kahramanları. birinin kalbi diğerinin adını her atışında zikrederken, dilleri "ya ne der ki?" diye düğümlenir. sonuç? instagram'da story izleme yarışları, yan yana otururken anlamsızca telefona bakmalar ve içten içe dönen "ya o da beni seviyorsa?" varsayımları.

     
  2. gamsız kişi

    hayatın üzerindeki tüm sorumlulukları sen halledersin diyerek başkalarına devretmiş, dünya yansa marshmallow kızartacak kadar rahat olan kişidir. gamsızlık dediğin şey, bazen hayranlık uyandıran bir özgüven, bazen de bu kadar da olmaz dedirten bir umursamazlık hali.

     
  3. telefon alarmındaki erteleme özelliği

    erteleme özelliği, sabah rutininin gizli sabotajcısıdır. bir kez bastın mı, ikinciyi engellemek imkânsız hale gelir. her basışta zihnin kendini kandırır. ?Son kez, sonra kesin kalkıyorum.?

    sonuç: kahvaltı iptal, otobüs kaçtı, işe geç kaldın ve günün geri kalanı hızlı çekimde yaşanıyor.

     
  4. Google Earth

    yeryüzünün stalklama uygulaması. oturduğun yerden ?bu insanlar nasıl yaşıyor?? diye kıtalar arası tur atmanın en zahmetsiz yolu. birinin adresini biliyorsan, çatıdaki antenine kadar inceleyebilirsin. eski sevgilinin mahallesine bakarken bir anda Antarktika?daki penguenlere doğru yol alırsın. çünkü Google Earth, sadece coğrafya değil, aynı zamanda merakın sınırlarını zorlar.

     
  5. çaylak

    sözlük?teki zorunlu staj dönemi. "çaylak" etiketiyle yazmak, adeta bir yazar adayının eğitim kampına girmesi gibi. çaylaklık dönemi boyunca, başlık açarsınız ama kimse görmez, entry yazarsınız ama birilerinin onayına muhtaçsınız. özgürlük sıfır, umut sınırlı, ama heyecan sonsuz.

    çaylak rütbesi, sabır testidir. "şu başlık kabul edilir mi?" diye onay beklerken, insanın ruhunda akademik jüriyle karşılaşmış bir öğrencinin tedirginliği oluşur. ve evet, çoğu çaylak, ?ne zaman yazar olacağım?? sorusuyla sistemi spam?lemeyi dener, ama sonuç: bekle, kardeşim. daha 40 fırın entry yazacaksın.

    özetle: sözlükteki çaylak rütbesi, her yazarın geçtiği bir "şekil verilirken kırılma" aşamasıdır. ya sabredip güzel bir yazar olursunuz, ya da "buralar bana göre değilmiş" deyip başlıklarda kaybolursunuz. tercih sizin, çaylak dostum!