Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
schopen.Bu üye ÇaylakBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
buyuk çileler çekmiş, halkımızın bağrından kopmuş buyuk sanatçı, duşunur, yorumbilimci.
bizlere şukretmenin bir erdem olduğunu, hayatın bir iniş ve çıkış yolcuğu olduğunu, gunlerin getirdiği kekremsi ve ekşimsi tatların hepimize mustahak olduğunu, ne bileyim işte bişeyler olduğunu öğretmiş, belletmiş, kavratmıştır.
kendisi sayesinde, bundan sonra çekeceğim tum acılardan utanacağım.
var ol buyuk insan, hatta varollll...
he, girdimizi bitirmeden kendisinin mahpus damına girmeden yaptığı son stratejik hamle için de ayrıyetten kutlamak isterim. zorlukları daha da katlayacak, acımızı daha kesif daha özut bile hale getirebilecek bir adam gibi adam: yaşar ipek! evet bu stratejik hamle de satranç dunya şampiyonu magnus carlsen'i diz çökturup tevbe istettirecek kadar mukellef bir hamleydi...
gerçekten de ingilizlerin dediği gibi "lal olduk" dostlar.. (we're speechless)
bir bilinç kaybına uğramadıysak hepimiz için gelen mutlak ve ani son.
hatta bu son, o kadar mutlak ve anidir ki onun gerçekten farkına varmak insanı lâl eder. onun karşısında sarf edilebilecek sözler gereksiz ve saçma durur.
bu başlık altında uzun uzadıya ölümden bahsetmek daha yerinde olurdu belki. ancak ben başlık altında yapılmış olan yorumlar için bikaç kelam etmek istiyorum. daha doğrusu yorumların içerikleri için değil de onların ortaya konuş tarzı için.. çoğu konuda, farklı mecralarda dikkatimi çeken bir fenomen bu durum.
şöyle yola çıkıyorum: kim bir konuyu, mutlak bir biçimde karşı tarafı ikna etmek için, çok ateşli bir biçimde savunuyorsa, o kişinin içinde kendi fikrine karşı duyduğu derin şüpheler vardır.
ölümden sonrası henüz bilimsel olarak bilebildiğimiz bir zaman dilimi değil. yani ölümden sonrası, içinde imtihan olan bir ahiret hayatı, bir uzaylının küçük bir şakası, bir rüya... veyahut ta bir yokluk olabilir.(mantıksal yüzdeleri değişmekle birlikte) elbette insan istediğine inanmakta da özgür. ve haydi mensup olduğu inancı-görüşü heyecanlı bir şekilde savunabilir de diyelim.
ancak, gel gelelim, kibarlık ya da mizahi dış görünüm altında diğer görüşleri küçümseyerek kendi görüşünü zorla ispatlamaya çalışmak, en hafif tabirle düşünsel bir toyluk olarak göze çarpıyor.
ez cümle, inanabilirsin, inanmayabilirsin, ortaya koyabilirsin, saklayabilirsin; özgürsün. ama küçümseyerek, mutlak doğruya şeksiz şüphesiz ulaştığına inanarak(üstelik tamamen bilinmez bir alanda)
baskı yapmaya kalkma. bu durum, uzun vadede hiçbir işe yaramaz, seni küçültür. veyahut ta istediğin gibi davran tabii. burası (dünyamız ve memnet sözlük) 'olabildiğince' özgür bir platform ne de olsa..
gerçekten en iyi başaranının, en iyi yazar olacağı durumdur. tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi. yalnızlığı, yalnız kalmayı en iyi becerenler en fazla ve en derin iletişimler kurabiliyorlar. yalnızlık, çoğalmak için geçilen bir köprüdür. çoğalmak lafını art niyetli anlayacak yazarlar da azalarak bitsin işalla..
Takipçi bulunmuyor. |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |