Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

En Beğenilen Entryler

  1. 7 günde 5 altın madalya alan Defne Kurt

    Bir kaza sonrası su içmek bir yana nefes alamaz hale gelen, doktorunun 12 saat süren ameliyatı sonrası hayata tutunan, "Sen bir mucizesin" diye hitap edilen paralimpik sporcu Defne Kurt; Dünya Yüzme Şampiyonası'nda 7 günde farklı kategorilerde 5 altın madalya kazandı ve Türk spor tarihine adını altın harflerle yazdırdı.

    Madalyasının bir tanesini Gazze'deki çocuklara armağan etti.

    Defne Kurt'un kazandığı madalyalar kadar söyledikleride bir altın değerinde.

    "Kazadan sonra hayat bana çok şey öğretti. Hep sınanacaksınız, bu hayatın döngüsü. Sürekli mutlu olamazsın. O zaman mutluluğun anlamı kalmaz!"

  2. psikoloji ile renklerin ilişkisi

    Mavi rengini bu başlıktan sonra kınıyorum, bana uzak yine bana yakın olabilir.

  3. kazım koyuncu

    bugün doğum günüymüş rahmetlinin.

    erken ayrıldı aramızdan, bizi üzdü, mekanı cennet olsun.

    bu dünyada karşılaşmak nasip olmadı ama öbür tarafta karşılaşmak istediğim sayılı insanlardan.

  4. yaratılan

    alıntı-11

    @UlduzunKanalıı

    İşsizdim ve çok açtım. Biri bana iş sözü vermişdi, lakin telefonlarımı açmıyordu. Ben de kalkıp iş yerine gitmeye karar verdim. Cebimde sadece gidiş parası var. Allaha tevekkül etdim ve gitdim. Bana söz veren adam meğerse yalan söylemiş, aslında işçi lazım değilmiş, beni oyalamak için yapmış vicdansız. Bunu bana müdür söyledi. Ben de işe ihtiyacım var, ne iş olsa yaparım dedim. Ve gelen misafirlere çay götürmek işi verdi bana. Belki de hiç ihtiyaç yoktu, adam yardım etmek istedi. Çok sevindim, teşekkür edip kalktım. Adam arkamdan seslendi ve bana bir miktar para uzatdı. Ben utandım ve almadım, israr etdi, dedi ki, maaşını alanda geri verirsin, belki paran yoktur, al. Öğle söyleyince aldım ve çıktım. Ordan çıkar çıkmaz, ilk iş bir döner aldım ve onu yuttum sonra da otobüse binip eve geldim. Maaşımı alınca da adama borcumu geri verdim. Amma mesele para değildi, o adamın iyiğilinin karşılığını hiç bir zaman ödeyemem. O anki hisslerim, Allahın hatırında olduğumu anlamama sebep oldu. Mucize gibi bana ekmek yetirdi. Hiç bir zaman unutmam. İyilik yaparken bana teşekkür etdiklerinde ?size yardım etmemi Allah istedi, bana borcunuz yok? diyorum. İçimde de bu işe beni seçdiyi ve bana güvendiyi için Ona şükr ediyorum. Kimsenin kimseye borcu yoktur, bir tek Yaradana borcumuz var, onu da minnetle, güzel emeller ve inamla, saygıyla, sevgiyle, sabırla, helallikle kapata biliriz bence..

    •  
    • 05.11.2025 14:34 QveA
  5. yaratılan

    diziyi incelerken bulduğum alıntı-1.

    1995 te İlkokul 3 sınıftayken babam yatalak hastaydı, abim hamallık yapıyor bende ayakkabı boyacılığı yapıyordum. Çarşıda bir kebapçı vardı. Kokusu öyle güzeldi ki sabah ve akşam kokusu için mutlaka oradan geçerdim. Bir gün yine kokusunu almak için orada kilitlenmiş bir şekilde duruyordum. Bir el omuzuma dokundu hangisini istersin çocuk dedi. Dondum kaldım, Bişey diyemedim. Adam, adını bilmediğim kebaplardan birisinin ismini söyledi. Kebapçı pişirdi ekmekle birlikte poşete koydu. Biraz ucundan yedim o kadar güzeldi ki tarifi imkansızdı. Eve kadar koştum. Annem babam abim kardeşim de yemeliydi. Hepsini ailece birlikte yedik. Muhteşem bir gündü. Allah o adamı cennetine koysun.

    @salihyldz3383

    •  
    • 05.11.2025 14:14 QveA
  6. 100 yıl sonra yok olacak şehirler
    (Bkz: yozgat)
  7. 100 yıl sonra yok olacak şehirler

    deniz ve okyanus kenarında hiç büyük şehir bırakmamış tespitmiş.

    olur mu olur...

    tamamen değilse bile haritaların değişeceği belirtiliyor sonuçta.

  8. Hz.lut

    Zafer Duygu'yu izliyorum.

    sonradan eklenen daha doğrusu eklektik olarak gelişen pasajlardan bahsediyor. ( eklektik şu demekmiş birbiriyle uyumlu ama zıt bazı unsurların bir arada kullanılması. farklı tarzları birleştirip bambaşka bir şey ortaya çıkarma. )

    Hz. Lut ve ailesi ile ilgili çirkin bir uydurmayı şeye bağlamışlarmış ;

    Büyük kızının bir oğlu olmuş ve adını Moab; küçük kızının da bir oğlu olmuş ve adını Ammon koymuşmuş.

    bu garip harmanlamanın sebebi hem daha eski mitolojik hikayelerin metin haline getirilerek kutsal tomarlara eklenmesi hem de sonradan yüzyıllar sürecek husumetin adresi olan Moab ve Ammon kabilelerini yerin dibine batırmak ve bir daha çıkamamalarını sağlamak için bir nevi itibar suikasti ile kayıtlara ensest ilişkiden doğan çocukların soyu yaftasını yapıştırmaya çalışmanın neticesi imiş.

    Yani adamlarla kanlı bıçaklı olmuşlar ve sizin atalarınız böyleydi demek için oldukça garip bir yöntem kullanmışlar.

  9. kendi olmak

    Varoluş, temelde üç aşamada şekillenir: kimlik, kişilik ve kendilik.

    Bu üçü birbirine bağlı görünse de, aralarındaki fark insanın içsel yolculuğunu anlamak için belirleyicidir.

    Kimlik ve kişilik, bize verilmiş olanlardır; kendilik ise çabamızla kazandığımızdır.

    Kimlik, doğduğumuz anda üzerimize giydirilen bir toplumsal aidiyet zırhıdır.

    Türk olmak, Müslüman olmak, erkek ya da kadın olmak... Bunların hiçbiri bizim seçtiğimiz şeyler değildir.

    Kimlik, doğumla birlikte zorunlu olarak sahip olduğumuz bir 'veri setidir'.

    Bu nedenle değeri kendinden menkul değildir; biz ona anlam yüklediğimiz ölçüde değer kazanır.

    Kişilik de aynı biçimde bize 'verilmiş'tir.

    Huylarımız, eğilimlerimiz, mizacımız, hatta çoğu zaman düşünme biçimimiz bile çevresel etkilerin, aile yapısının ve genetik aktarımın bir sonucudur.

    Tıpkı doğuştan yüklenmiş bir yazılım gibidir; bizden önce yazılmış, biz farkında olmadan işleyen bir program.

    Bu noktaya kadar insan, kendi varoluşunun öznesi değil, nesnesidir.

    Toplum, aile, kültür, gelenek ve çevre...hepsi birlikte bizi yoğurur, biçimlendirir.

    Tıpkı bir heykeltıraşın mermeri oyar gibi, biz de 'ben' diyebilene kadar, başkalarının ellerinde şekilleniriz.

    Ancak insanın asıl yolculuğu burada başlar: kendi olma çabasında.

    Kendilik, zorunlulukların değil, seçimlerin ürünüdür.

    Kimliğin kalıplarına, kişiliğin alışkanlıklarına karşı bir direniştir bu.

    Kendilik, insana bahşedilmez; emekle inşa edilir.

    Yanlışları düzeltmeyi, gerekiyorsa tamamen yıkıp yeniden şekil vermeyi göze almak demektir.

    Kendini bulmak, verilmiş olanı sorgulamakla, öğretileni aşmakla mümkündür.

    Bu yüzden kendilik, insanın en insanca başarısıdır; çünkü ne mirasla gelir, ne de rastlantıyla.

    Bir tercihin, bir çabanın, bir bilincin sonucudur

  10. Kendinden yaşça küçük bir adamla evlenmek

    40 yaşında kadar hiç evlenmeyen erkeğin sağlık ve ahlaki nedenleri vardır diye düşünüyorum . önyargılıyım.

    TABİ Mazereti de önemlidir.