Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
En meşhur olanı ''orient ekspres yani şark ekspresi''dir.
''Trenlerin kralı'' ve ''kralların treni'' olarak anılmıştır. Avrupa tarihinin ilk lüks trenidir. Bu lüks trende perdelerin ipekten, kadehlerin kristalden, sofralarınsa gümüşten olduğu söylenir. Tarihi boyunca birçok önemli ismi taşımış bu tren, Viyana, Budapeşte, Milano ve Venedik gibi Avrupa başkentlerini aşarak yaklaşık 80 saatte İstanbul'a gelirmiş.
Onu özel kılan tüm bu özellikleri nedeniyle de birçok insana ilham kaynağı olmuş ve kitaplarda, filmlerde sıkça konu edilmiştir. Agatha Christie'nin Pera Palace Hotel'de yazdığı Doğu Ekspresi'nde Cinayet isimli romanı buna en iyi örnektir.
ayrıca Tarihe tanıklık etmiş, I. Dünya Savaşı'nı bitiren ateşkes antlaşması, Alman temsilciler ile Fransız ve İngilizler arasında Orient Ekspresi'nin 2419 numaralı vagonunda imzalanmıştır.
Eski görev yerlerimden biri istanbula yakın olduğu için boğaziçi ekspresi ile haydarpaşaya ayda bir gider gelirdim. Genelde de ders çıkışı, eve uğramadan bindiğim için aç olurdum ve trende dolaşan simitçinin o çıtır simit ile yanında ayranı getirişini dört gözle beklerdim. Bazı duraklarda öğrenciler doluşur, ayakta yolculuk ederlerdi. Bazen vagonda kimsecikler kalmazdı. Haydarpaşa istasyonu kapanınca eski yoğunluğu kaldı mı bilmiyorum ancak tren yolculuklarının kesinlikle ayrı bir atmosferi vardı.
Zevki 90'larda -belki 2005'e kadar uzayabilir-kalan; ücreti arşa çıkan vasıta.
Tren sadece lokomotif ve ardına dizilen birkaç vagondan ibaret değildir. Bunun demiryolu kenarında yürümek, istasyonu gezmek, seyir halindeki treni uzaktan izlemek, tünelde treni gözlemek gibi birtakım sevme yöntemleri vardır.
Trenin geçtiği ve istasyonu olan kentte doğup büyümek çocuklukta sana tanınmış bir ayrıcalık sanki..
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |