 Türkiye'nin memur portalı |
 Oturum aç
 Üye ol
 Parolamı unuttum
|
Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç
Üye ol
Parolamı unuttum
|
sorun çözmekten daha pratik ve mutlu edici eylemdir . Sorun çözerken gürültü patırtı itiraz bitmez , soru ise orada bir köşede sessizce çöz beni diye bekler hatta size yol gösterip sonsuz gibi duran seçenekleri dörde beşe kadar bile indirir. Tek sıkıntısı soruyu çözmek kolaydır da arkasından gelen hede hödösel sorunu çözmektir.
Konu çalışmak ile arasında kaldığımda hep arkada bıraktığımdır. Ama nedense soru bankaları bitiren nice arkadaşlarım genelde tüm konuları bitirmekten soru çözmeye vakit bulamayan benim arkamda hemen her sınavda nal toplamışlardır.
Bazı özellikli (soru türlerinin mutlaka bilinmesi gereken) formattaki sınavlar ile matematiksel konudaki sınavlar haricinde vaktiniz varsa soru bankası değil konu hakkındaki güncel bilgileri derleyen kitapları bitiriniz.
Bir sanattır.
Çalıştığın konuları anlayıp anlamadığını ölçmenin en güzel yoludur bol bol soru çözmek.
Özelikle Geometri sorularını çözmek çok keyiflidir. Bazen bir çizgi çözdürür soruyu, bazen de bir şekil çizersin çözüme ulaşmak için. Görebilme meselesidir. Bilgi, edinilen bilgiye farklı bakış açısıyla bakabilmek ve hız çok önemlidir.
Artık yeni nesil sorular var. Muhakeme gücünüzü ölçer. Analiz yapmanızı sağlar.
öğrenci üniversite sınavında birinci olmuş. (böyle haberleri fena hâlde kıskanırım, haberin öznesi ben olamadığım için.)
bir yıl içinde iki yüz bin soru çözerek hazırlanmış sınava.
tabi hemen kendimle kıyaslamam gerekiyor.
sene milenyum...
öss birincisi olmuştum.
sınavdaki tüm soruları çözerdim ama vakit yetmedi, çözemedim. bazılarını da yanlış yapmışım. bunların bir önemi yok.
son seneyi geçtim, ömrüm boyunca çözdüğüm soruları saysam yirmi bini ancak bulur. ama farklı bir özelliğim vardı. etrafımda iki yüz bin soru çözen arkadaşlarım çoktu, çözemediklerini bana getirirlerdi, hayrına çözerdim.
bir gün lise matematik öğretmeni derse geldi. bu öğretmen okul dışındaki zamanlarında dershanede ders anlatıp birkaç öğrenciye özel ders verirmiş. geniş bir matematik öğretmen grubunun çözemediği bir soruya denk gelmişler. okulda derse gelince soruyu tahtaya yazmaya başladı. yazma işlemi biter bitmez cevabını söyledim, tahtada detaylıca çözdüm. öğretmen önce gülerek alkışlamaya başladı, sonra gözyaşlarına boğuldu, hem gülüp hem ağlayıp hem alkışlıyordu. meğer diğer arkadaşlarına bu soruyu kesinlikle bana çözdürebileceğinin garantisini vermiş, bunun haklı sevincini yaşıyordu. öğretmenimi haklı çıkarmanın gururunu yaşadım desem yalan olurdu, çünkü sorunun zor olduğunu düşünmüyordum bile.
yazımın başında öss birincisi olduğumu yazmıştım ya, sanmayın ülke genelinde birinci olduğumu, sadece bizim okulun özelinde, okulun öss ikincisine açık ara fark atarak birinci olmuştum.
ben başka kimlerin kimlerin sorularını çözdüm anlatayım.(''anlat anlat sen seversin yalanı'' dediğinizi duyuyorum ama yalan değil bunlar.)
benden sekiz on yaş büyük akrabalarımın mezun olduklarından yıllar sonra girdiği öss-öysler.
benden bir iki yaş büyük sınıfların bana getirdiği sorular.
benim sınıf arkadaşlarımın ve yan sınıftakilerin soruları.
en komiği ise benden bir yaş küçük sınıftaki bana göre minik öğrenciler teneffüslerde masamda kuyruğa geçerlerdi vallahi sırf bana çözemedikleri soruları çözdürmek için.
kardeşimin hem sorularını çözer hem soru çözmesi için ona sorular hazırlardım, yani gün geçtikçe kendimi geliştirmiştim ki soru bile hazırlamaya başlamıştım.
benden tam on sekiz yaş küçük yeğenimin sorularını da ben çözüyordum yakın zamana kadar. bu yeğenimin bir sorusunu çözememiştim de ailenin içinde benim kara propagandamı bile yapmıştı çözemediğim soru nedeniyle.:)
en son benden yirmi beş yaş küçük yeğenimin sorularını çözerek bu serüvenimi doruklarda bırakıp jübilemi yaptım.
bu soruların tek ortak noktası hepsinin matematik sorusu olmasıydı.
en sonki yeğenim meslek lisesini tercih edince bana gelen sorular kesildi.
| İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |