Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
kapısını vira bismillah diyerek açtığım sözlüğün, kapısının önüne - kapı kapanmasın diye- içine su doldurulmuş 2.5 litrelik kola şişesi bırakıyorum.
sonra sol frame rafındaki yeni konulara yeni entrylere bakıyorum.
sonra "benim sayfam"a gidip açtığım konulara ve onlara yazılan entry olup olmadığına bakıyorum.
bazen iltica talebi falan oluyor yanıt vermek gerekiyor
geçen gün mesela sarmaları kimin yediği sorulmuş
ya da hakkımda asılsız iddialar ortaya atılıyor " ilkokul aşkı" falan diye
işte bunlara yanıt veriyorum
tabi tüm bunları yaparken ince bellide şekersiz çayımı yudumluyorum.
klavyeden çıkan tıkır tıkır sesler...
konuların çokluğu/ yokluğu işimin süresini belirliyor.
sonra puanlama sayfasına gidiyorum listenin sonlarına bakıyor yazmaya yeni başlamış yazarları tespit ediyor ve onların yazdıklarını okuyorum.
gözüm özellikle bağzı yazar arkadaşların yazdıklarını arıyor elbette ama sevgili İdal'iN YAPTIĞI GİBİ sanırım ben de her yazılanı okuyorum. 3 noktam yok ama okuyorum yani
aklıma geldi şimdi madem ben her yazılanı okuyorum idal neden beni asistanlığa almıyor ki?
geçen gün vardı bir öneri "editör yardımcılığı" diye ben de itiraz ettiydim. keşke etmeseydim de bu öneriyi değerlendirseydim.
ahhh ahhh!
ben gidip bi çay daha alayım en iyisi
(tanımı unuttum sanmayın. işte tam burada tanım.)
tanımö: sözlükte sabah rutinleri.
sözlükte tanımlama yapılacak başlık seçimi
konu açma
suppoya sataşma(gülücük)
gibi durumları yaptığım eylemlerdir
Şöyle bir maratondur benimkisi de;
Onaylanması beklenen "çaylak" üyelerin entry'lerini süzgeçten geçirip, onaylama/onaylamama kısmı bu sürecin ilk adımı.
Bazen de gıcıklığım tutuyor, yazar yapma sürecini geciktiriyorum... Dedim de aklıma cahil kelimeler geldi, sustum.
(tebessüm)
Konu taraması yapıyorum; hatalı başlıklar gözüme çarptığı anda ... devreye giriyor. Eğer ki, konu entryler ile ilerlemişse; taslaklarım kısmına kaydediyorum. İleride bir gün konu düzenleme yetkisi verilirse diye(!), emekleri hiçe saymak istemiyorum.
Bazen de konu tek entry ile sınırlı olabiliyor. Böyle durumlarda ilgili başlık sahibine bilgi notu düşüp, doğru başlığın açılmasını, yanlış başlığın kaybolmasını sağlıyorum. Pek güzel yaparım bu işi.
Ne kadar da sıkıcı değil mi?
Sonrasında gün içinde yazılan entry kontrollerim başlıyor. Üç noktacıklar başlıklarda cirit atarken, ben keyifle bir diğer konu başlıklarına üç nokta bırakma derdindeyim, illa bir hata olacak yani.(tebessüm) Bu biraz uzun sürüyor.
Bir de beğenilerim için ayrı bir zaman ayırıyorum. Herkesi beğenmek çok zamanımı alıyor, gerçekten.
Biliyorsunuz; üstüme kalmıştı en son;
(tebessüm)
Böyle bir süreçtir benimkisi.
Evettt, sevgili te-selya, hâlâ istediğinize emin misiniz?
(tebessüm)
gözüm korkmadı dersem doğru olmaz amma ve lakin "zor ve detaylı işler" benim işimdir sevgili idal. bilmez misiniz?
özellikle de çaylaklık süreci kısmındaki inisiyatifi sevdim. bence ben güzel kullanabilirim bu inisiyatifi.
öğleye doğru, elimde yazarların yerine de içeceğim kahve ile yeniden gelerek; açtığım konulara yazılanları okumamla devam eden süreçtir.
#18pd iki hafta dolmadı daha dediğim durum(gülücük)
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |