Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Çocukken 'kasagi ' adli eseri ilk okuduklarim arasindaydi.
Ama ben aylarca belkide yillarca kasagi nin ne olduğunu anlayamamistim (gülücük)
Ufacik çocuk ne bilsin kasagıyi.
Yoldan yasi basi olan on kisi cevir eminim yarısı cevap veremeyecektir.
Bir de cocuk eseri.
Enteresan.
Ne kendisi tutunabildi hayata ne de cenazesi.
Ömer Seyfettin ileri derece şeker hastası idi fakat bu o dönem mevcut imkanlar dahilinde bilinmiyor, teşhis koyulamıyordu, aslında koyuluyordu fakat hep yanlış teşhisler..
Onu ölüme götüren de bu yanlış teşhisler olmuştur.
Ne vakit hastaneye gitse, doktorlar romatizma vb teşhisler koyup reçete olarak da bol bol tatlı meyveler öneriyor, hoşaflar içmesini telkin ediyorlar.
Ömer Seyfettin de bu nasihatlara uyuyor haliyle.
Sonuç olarak şeker hastalığı her gün biraz daha ilerliyor, en son yataktan kalkmayacak vaziyete geliyor.
Edebiyatçı birkaç arkadaşı onu her gün ziyaret ediyor, yemek getiriyor, ihtiyaçlarını görüyorlar.
Şubat 1923'de Ali Canip onu hastaneye götürüyor, gittiği o hastaneden bir daha çıkamıyor,
6 Mart 1923'de hayata gözlerini yumuyor.
35 yaşında hayata tutunamayan Ömer Seyfettin'i hastanede tanıyan çıkmıyor, geleni gideni de olmayınca '' kimsesiz '' sanılarak kadavra yapıyorlar.
Hastanede tıp öğrencileri, doktorlar toplanıyor, yanlarında bir hademe ile Ömer Seyfettin'in cesedi karnından yarılıp açılıyor, kafası testere ile kesiliyor...
Tabi bu anı bir fotoğraf ile de ölümsüzleştiriyorlar.
Fotoğraf gazetelere çıkınca edebiyat çevresi tanıyor haliyle ve koştur koştur hastaneye gidiyorlar. Cesedin başını, vücudunu kurtarma, dikme çabaları..
Neyse ki bi parça huzur bulacağı sanılarak bedeni mahmud baba haziresine defnediliyor fakat 16 yıl sonra buradan yol geçeceği gerekçesiyle mezarı açılıyor, kemikleri toplanıyor, asya'dan avrupa yakasına gönderiliyor.
Son sözlerinde '' çocuk.. çocuk..'' diye sayıklıyor üstad.
Kalbinde kızının özlemi ile ne yaşarken ne de öldüğünde huzur bulamıyor, tutunamıyor.
O her ne kadar tutunamasa da biz eserleri ile edebiyatımıza ve hayatımıza kattıkları ile
O'na tutunuyoruz..
Hikayelerinin çoğunu ezbere bildiğim,üniversitede bir hocamız hayat hikayesini anlattığında hüzünlendiğim ve hala unutamadığım,Mauppasant tarzı öyküler yazan edebiyatımızın kalemi güçlü hikaye yazarlarından.
Bomba gibi bazı hikayeleri bizim zamanımızın çocuklarına anlatılmıştır,okunmuştur psikolojileri hiç düşünülmeden ama şu an buna dikkat edilmektedir.
İlkokul döneminde hangi kitapları ya da yazarları okudunuz dense ilk cevap verilecek isim. Tabi Kemalettin tuğcu'yla birlikte.
bütün eserlerini okumuşumdur şöyle bir sıralasam ama hayatı hakkında hiç bir şey bilmediğimin farkına vardım. Bu kadar acıklı ve elim bir hayata veda ediş olduğu için belki de hiç bir hocamızın bunu anlatmaya gönlü elvermedi
yüzbaşı ömer şevki bey'in oğlu ömer seyfettin balıkesir, gönen'de dünyaya gelmiş.
üstad 140 tanesi hikaye olmak üzere 180'e yakın eser yazmış ve eserleri 60 dilde yayımlanmıştır.
asıl mesleği veteriner hekimlik, eski tabiriyle (askeri) baytarlık olan ömer seyfettin olay hikayesi türünde eserler vermiştir.
ilk hikayesinin adı; ihtiyarın tenezzühü. türk edebiyatında türkçülük akımının kurucularından olup selanik'te çıkan genç kalemler dergisinde yazmıştır. "ömer seyfettin?in yazdığı yeni lisan makalesi türk edebiyatında milli bir dilin kullanılmasını ve dilde sadeleşme hareketinin başlamasını sağlar."
yapılan bir ankete göre yazarımızın en sevilen eseri, "yalnız efe" dir. yazarın 23 tane de şiiri bulunmaktadır. günlük konuşma dili kullandığı yazılarında, fransa'da romantime tepki olarak doğmuş realizm akımının etkisiyle, toplumun gerçeklerini ?göründüğü veya olduğu gibi? anlatma eğilimi görülür.
hikayelerinin her birinde topluma akratılmak istenen mesaj niteliğinde, sosyal bir ders çıkarmak hedefi vardır.
fahire güner isminde bir kız çocuk babası olan yazarımız 36 yaşında vefat etmiş.kısacık hayatında bu kadar başarılı olabilmesi takdire şayandır. şeker hastalığından hastaneye yatmış ve 6 mart 1920'de vefat etmiş. ancak 1939 yılında yani ölümünden 19 yıl sonra ebedi kalacağı zincirlikuyu mezarlığına defnedilebilmiştir.ölümü ve sonrası cesedinin gördüğü muamele çok kötü ve iç yaralıyıcı. ruhu şad olsun.
Kaşağı haricinde de oldukça kıymetli eserler veren, avam tarafından "çocuk hikaye yazarı" gibi yaygın bir yanılgıya sahip olunan, Türk Edebiyatında dilin sadeleşmesinden yana olan kıymetli Türk Yazar.
Özellikle 12TL fiyatı olan Seçme Hikayeler 1 ve 2 derlemeleri, zevkle okunası kısa hikayeler barındırır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |