Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
İnsanın iç dünyasını yeniden gözden geçirebilmek adına kendisini hayatının sınır boylarına çekmesi, olup bitenleri, bitmekte olanları ve halen devam edenleri bir süre izlemesidir.
İç dünyaya bakış bir bakıma.
Bu bakış ki insana; yargılarını, kökleşmiş düşüncelerini yeniden sınama fırsatı verir. Bu içe dönüş sonrasında bazı doğruların yanlış, bazı yanlışların doğru olduğu sonucuna da varılabilir. Değenler ve değmeyenler üzerine ve kendisine dair her konuda daha sağlıklı düşünebilir. Ve böylece daha doğru, daha somut bir bakış açısı da elde edilebilir.
Bu yolculuklar sayesinde kendi hayatının anlamına varabilir insan.
"Kendi iç kalelerini kurabilmek... Kendi hayatının yalnız yaşayanı değil, seyircisi de olabilmek..." der Ahmet Cemal.
Bazen kıyıya itilmeli ve oradan hayatı seyre dalmalı.
hayatı yeterinCe yaşamadığını düşünen, ayağına gelen fırsatları zamanında değerlendiremeyen ve şöyle hayatına bir göz attığında, elinde kalanlarla ne kadar yanlışlar yaptığını, zamanı geri alamamanın pişmanlığı ile karşılaşmayı sağlayan seyir.
insan denen varlığın, iç sesinden ilham alarak, gözlem gücünün doruğa çıktığı zamanlarda, dışarıdaki gözleri devre dışı bırakma eylemidir.
kendisini hayat terazisinde ne kadar doğru tartıyor acaba?
doğrularını tartarken, parmak uçlarıyla ağırlık mı uyguluyor, yoksa öz eleştiri kavramını yerinde ve tam teşekküllü mü devreye sokuyor?
sözlü/yazılı, soyut/somut dokunuşlarla, yaptıklarının sorumluluğunu taşımanın olgunluğunda olabilmenin farkında mıdır acaba?
seyreyleyip mi geçiyor beyhude ömrü?
seyrederken, seyretmeye çalışırken; bir diğer yaşamlardan ne kadar ilham alıyor acaba?
cümleler yığınına dönüşen bir film şerididir aslında.
ne mutlu o'na ki; kendi filmini sansürsüz çekebilene..
insanın bazen ister istemez yaşadığı duygu ve gerçek. ne kadar hayatın ucundan tutmak istesek bir şekilde kaybediyoruz ve kaybettiklerimize bakıp kalıyoruz.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |