 Türkiye'nin memur portalı |
 Oturum aç
 Üye ol
 Parolamı unuttum
|
Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç
Üye ol
Parolamı unuttum
|
aslında geçmişe baktığımızda ülke dışına çıkabilecek çok fazla filmimiz olsa da, kültürümüzün kendine has olmasından ötürü filmlerimizde kullandığımız gerek argo gerek espri gerekse dram içeren ifadeler ilgili yabancı dile çevrildiğinde aynı tadı vermeyecektir çünkü sadece biz baz alındığımız için, filmlerde bizim kapasitemiz kadar iletişim yapılmakta ve çoğunlukla hitap ettiği kitle ülke içinde kaldığından ve maalesef milletimizde de film kültürü gelişmediğinden ötürü kaynaklanan, yapımcıların, yönetmenlerin ve oyuncuların kaliteye gerek duymadığı durum.
film veya diziler ülkemizde aşk, meşk ve sex olarak sunulmakta olduğundan, kıt fikirler, hayal gücümüzün olmaması, o duyguyu insana verebilecek yetenekli kişilerin yetişememesi, gerçekçi olmayan sahneler, akıllara zarar konuşmalar, abartı, saçma salak replikler, senaryoların içinin boşluğunu doldurmaya yönelik kovalamacalar, çekim hataları, vs. gibi nedenlere bağlı olduğunu düşündüğümüz konudur. en önemlisi aslında hiç bir duyguyu karşı tarafa veremememiz, bir dövüş sahnesinde ki saçma sapan hareketler adama vuruyor. herif on dakika sonra ah deyip yere düşüyor. oyuncuyu limon sıkıp da ağlatıyorlar. hödük gibi içinde bir his yok ki nasıl ağlasın. kalitesiz senaryo, oyuncu, yönetim gibi etkilere maruz kalan türk sineması batmaya mahkumdur. eskiye geçmişe hiç bakmayalım derim.. gülücük
şu ülkenin bu vatandaşları bugüne kadar ne yapabildi ki kaliteli film yapabilsin, işimiz gücümüz hazırcılık ful tüketim sıfır üretim. şeker fabrikalarına geldi sıra. yarında bizi satarlar. bitti gitti işte dediğim başlık.
kaliteden kastın ne olduğu tartışmalı olmakla birlikte, ne kadar ekmek o kadar köfte denklemiyle açıklanabilecek bir olgu.
sinemaya değer verildiği ölçüde kaliteli filmlerle karşılaşırsınız. sinemaya değer vermek oyuncular açısından kendini geliştirip metodik olarak ilerleme sağlamalarının yanı sıra sektörel olarak randımanlı bir işe dönüşmesi ile olur. bunun da tek tek sinema filmine olan maddi destekle ilgisi var. sinema pahalı bir sanat olduğu için, paranın konuştuğu sinema sektörüne az çok demeyip gönlünüzden kopacak bir sinema biletiyle katkı sağlarsanız, bireysel olarak yaptığınız bu katkı size yol su elektrik, güzel senaryo, kaliteli görseller ve efektler olarak geri döner. küçücük bir destek kolektif bir birikime dönüşür ve zaman içinde siz de kaliteli filmleri saymaktan yorulur hale gelirsiniz. kısacası hem oyuncu bazında hem seyirci bazında işin ciddiye alınması gerek.
metin erksan, lütfi akad, şerif gören, yılmaz güney, natuk baytan, yavuz turgul, ertem eğilmez, ömer kavur, yılmaz erdoğan, cem yılmaz ve daha bir çok örnek verebileceğim yönetmenlerin filmlerinin izlenmemesi sonucunda ortaya atılabilecek iddia.
türk sineması değerlidir, türk sineması kıymetlidir. en iyi becerdiğimiz sanattır hatta
Aslında var ama biz ne kadar izliyorum dediğim durum.
Aşık filmini yanılmıyorsam 6 8 bin kişi izledi film fena değildi aşık Veysel'in yaşam hikayesi idi Recep İvedik bilmem kaç milyon izlendi.
Peki kaliteden kastimiz ne senaryo mu oyuncu mu hikaye yönetmen mi..?
Biz yeni nesil yazarlara destek verirsek onlardan kalite işler gorebiliriz kaç bin senaryo tanınmıyor diye çöp oluyor bu ülkede acaba.
| İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |