Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Orhan Pamuk'a ait bir söz.
"İnsanlar acımasızca parasını ve binasını yükseltmeye çalışırken biraz da suçluluk duyduğu için dini bir konuyla ilgileniyor. "Kar" romanımda söylediğim Humeyni'nin bir lafı vardır. Batılılar ne der, "İşte bunlar fakir olduğu için dine inanıyor". Humeyni de buna kızdığı için "Bizler fakir ve parasız olduğumuz için sevmiyoruz Allah'ımızı. Biz Allah'ı her zaman seviyoruz" der. Kafamda Bir Tuhaflık romanında ise bunu tersine çeviriyoruz: "Bunlar çok zengin olduğu için dine yöneliyorlar." Vedia'nın söylediği bir cümle var: "Bu kadar vatan, millet, bayrak dedikten sonra yalnızca para düşünmeleri doğru mu?"
Kitabın en açık olduğu yerlerden biri burasıydı.
İnsanların para kazanmak için onurunu geri plana atmak zorunda kalışının da göstergesiydi bu roman.
Bazı şeyleri bir şeylerle örtemezsiniz, örttüğünüz şey o bazı şeyleri kabul etmez, doku uymaz bir kere. Ama siz yine de gerçeklerin üstünü kapatıp, alkolün etkisini araştırabilirsiniz. Bütün sorunumuz bu çünkü.
ve;
Suç ve günah sayılabilen onca şey var iken, dert edilen tek bir günah var; bozada alkol var mı yok mu?
doğru ama zenginleştirilebilecek bir söz.
kesinlikle güven duyma, belirsizlikten korkma, güçlü hissetme ihtiyacı gibi ihtiyaçlar dine neden gerek duyulduğunu ortaya koyar. insanları, bu konu(din) sebebiyle, diğer insanların hayatını tahakküm altına almaya çalışmadıkları sürece suçlayamayız. ne var ki pratik uygulamada, bir dine çok derinden bağlı olan herhangi birisinin, diğer insanlara karşı hoşgörülü ve toleranslı davrandığına çok az şahit oluyoruz. ne yazık ki insan, kendi perspektifinin tüm dünyada geçerli olmasını isteyen bir canlı. (zorla ya da sevgiyle)
ispat edilmesi neredeyse mümkün olmayan subjektif bir ifade. aynı mantığı 'insanlar ölümden sonraki ceza-ödül ikileminden kaçmak için dinden uzaklaşıyor' ifadesine de kanalize edebiliriz.
herkes inanıp inanmamakta son derece özgürdür. ancak konu din olunca insanların samimiyet ve dürüstlüklerini yitirdiklerine şu ana kadar yaptığım onlarca din felsefesi tartışmasında şahit oldum.
evet, din tarih boyunca toplumları baskı altında tutmak adına tahakküm aracı olarak kullanılmış ve hala da kullanılmaktadır. bu din karşıtlarının sığındığı en güçlü argümanlardan biri olarak önümüzde durmaktadır. ancak aynı kişiler din karşıtı olan bazı felsefe ve ideolojilerin de yine benzer amaçla toplumları baskı altında tutulmak adına kullanıldığını görmezden gelmektedirler. mesela yakın geçmişte sovyet rusya ve günümüzde de çin halk cumhuriyeti ve kuzey kore gibi ülkeler uyguladıkları despot yönetim biçimlerini din adına değil de 'din karşıtlığı' adına yapmaktadırlar. ancak toplumumuzda ve dünyada aydın geçinen din karşıtı kesim yine adaletli davranarak 'dinsizliğin' de tahakküme sebep olduğunu bu tür aşırı örneklere rağmen kabul etmez çünkü ya dürüstlük ve samimiyet konusunda sıkıntıları vardır veya da konu ile ilgili sadece yüzeysel bir bilgi ve araştırmaya sahiptirler.
bunun dışında dinin sanki olumlu herhangi bir sonucu yokmuş gibi nitelendirilmesi de yine aynı samimiyet ve dürüstlük konusunda sıkıntısı olan din karşıtı kesimin düşüncesidir. mesela yardım hareketlerini ele alalım. çevremizde gördüğümüz ve adını duyduğumuz yardım kuruluşları ve organizasyonlarının ''ezici bir kısmı'' dine inanan kişilerin oluşturduklarından ibarettir. hayatım boyunca bu tür onlarca tartışmaya girmiş biri olarak din karşıtı olan herhangi bir yardım kuruluşu duymadım veya görmedim desem yeridir. varsa da bir elin parmaklarını geçmez. hem lafa gelince ben de iyi insanım, iyi insan olmak tanrının katında neden yetmiyor diyeceksin hem de 'sadece kendine' hareket edeceksin. bir defasında herhalde türkiye ateizm derneği olsa gerek bir hastane önünde çorba dağıtmışlardı günlerce bunun sesini duyduk da duyduk. yahu tamam güzel hoş bir davranış, insaniyet namına teşekkür ediyoruz ama gidin bir de dindar yardım organizasyonlarına bakın neler yapıyorlar neler ve hiç de reklamı yapılmıyor bunların. burada bahsettiğim dindar yardım organizasyonlarından kast ettiğim sadece türkiye içinde var olanlar değil, dünya genelindeki organizasyonlardır. mesela belki de dünyanın en büyük finansal gücüne sahip olan kızıl haç organizasyonu hristiyan inanırlar tarafından oluşturulmuş ve oldukça da büyük kitlelere hitap etmektedir. ülkemizdeki kızılay organizasyonunun da meydana getirilmesinde dinin etkisi büyüktür. zaten dikkat edilirse ''haç'' ve ''ay'' isimleri tesadüfen seçilmiş isimler değildir.
konuyu uzatmaya gerek kalmadan dürüst ve samimi bir insanın dinlerin kötüye kullanılıp toplumda suistimal edildiği yerlerden bahsedip böylesine olumlu etkilerini görmezden gelemeyeceği aşikardır.
ateist bir insan olan orhan pamuk'un görüşü olarak gördüğüm ve olaya sadece örnekler vererek, kendini haklı gösterme çabası güttüğünü düşündüren paragraf.
insanlar sadece suçluluk duyduğu için kelimesinde aklıma yatmayan o kadar çok şey var ki, bu söz diyor ki bütün inanan insanlar aslında günahkar, isyankar, suça meyilli insanlar. bu kadar kötü haslete sahip olan bir insanın dinden ne bir çıkarı olabilir. kimi kandıracak, yaratıcıyı mı? dini kullanıyorlar diye bir önerme gelseydi, amenna derdim. yapan çok dini kullanıp da kasasını dolduran.
din kötü olan şeyleri red eder ve inanan kişilere de yapmayın, uzaklaşın der.
orhan pamuk kitaplarında dini kaynaklardan yararlanan bir insan ama sadece kendi alabildiğini, aldığını insanlara sunuyor. cımbızla bir kelimeyi, sözü, hareketi öyle bir ustalıkla çekiyor ki. al sana yeni bir akıl oyunu. akıl yok mu o akıl,bizi hüsrana uğratacak unsurlardan biri.
İstanbul'un en zengin semti Cihangir'de yetişmiş, Türkiye'nin en pahalı koleji Amerikan Robert Koleji'nde tahsil görmüş birinin yaptığı tespit.
Zaten Zengin biri olarak kendisi de, biraz da suçluluk duyduğu için şeriatçı olmuştur.
Hatta ışid'e yaptığı başvuru, vesikalık fotoğrafı eksik olduğundan ebubekir el bağdadi tarafından reddedilmiştir.
Özetle Kendini kendisi yalanlamıştır.
Not: Yaklaşık yüzde 20 zam yapan Amerikan Robert Lisesi'nde hazırlık sınıfı peşin 71 bin TL. 10 taksit 73 bin 300 TL. 7 gün yatılı peşin 109 bin 350 TL, bu ücret 10 taksitle 112 bin 800 TL. (15 Haziran 2017)
İnsanlar yaratılışından inanma ihtiyacıyla doğar. Bu ihtiyaç giderilmezse yerini içki, kumar, uyuşturucu ve saçma idolojiler alır. Dünya hayatı 80 yıllık ömürle, bir trafik kazası, bir görmediğin mikropla veya kanserle bitemez, bitmeli. Bu hayatın bir amacı olmalı. Bu şekilde ömrün sonlacağı ve topak altında yokolup gidileceğimiz fikrî insanı çıldırtır. Ne yaparsan yap öleceksin fikri insanı intihara iter. Sevgi, hoşgörü, barış ve temizliği emreden en iyi semavi din ile yaşayıp hırsızlık, yalan, haset, laf taşımak gibi günah sayılan işlerden uzak durmanın ne zararı olabilir. Üstelik şu sonlu sonu olan hayatta temizliği, güzel ahlakı, yardımlaşmayı emreden dini yaşayıp sonsuz hayatta Allah'a ve onun cennetine kavuşmak güzel olmazmı?
Adam çatır çatır yolsuzluk yapıyor, rüşvet alıyor, rant sağlıyor, adı hırsıza çıkmış; ganimet in % 20 sini alma kuran da var, ayeti var (enfal 41), muhammed de alıyordu diyor.
Tamda bu duruma örnek başlık
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |