Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
doğduğunuz, yaşadığınız yerin şartlarına, imkanlarına göre biçim alırsınız ve hayatınız da bununla sınırlı kalır manasına geldiğini düşündüğüm iki kelimelik derin tespit. gerçi bu biçimde düşünüldüğü takdirde islam'ın en ihtilaflı parçalarından biri olan kader/kadercilik konusuna bakış açısını da fark etmiş oluruz.
benzer bir mantığı sahip olduğumuz ve seçme şansımızın olmadığı ya da çok az olduğu dil-ırk vb. bütün unsurlar için de söyleyebiliriz aslında. önemli olan ise bu unsurların bizi zincirlemesine izin vermeden kendimizi gerçekleştirmeye çalışmamızdır.
Dün sosyal medyada Amerika başkanlık seçimlerine ilişkin seçmen profillerini yorumlayan yazılarda yeniden karşılaştığım ifade.
Donald Trump'ın daha ziyade ülkenin denize uzak iç kesimlerinden, hilary'nin ise kıyı şeridinden ve başkentten oy çoğunluğuna sahip olması hasebiyle, tutucu ve ırkçı eğilimlerin iç kesimlerde yaşayanlar arasında kabul gördüğünden dem vuruluyordu. Benzer değerlendirmelerin ülkemiz seçimleri için de söylenegeldiğini herhalde hatırlarsınız.
Tek başına coğrafyanın insanların düşünce, inanç ve yaşamını etkileyip kadersel bir etki oluşturacağını sanmıyorum açıkçası. Bana tembellerin mazereti gibi geliyor bu tez. Ayrıca üstteki çıkarımlara da kişisel olarak uymuyorum.
14. yüzyıl şartlarında bir insanın bulunduğu yeri değiştirme konusunda içinde bulunduğumuz zamandaki kadar imkanı olmayabilir. Ancak günümüzde insanın kendisine reva görülen hayatı reddetme ve isteklerine göre biçimlendirme konusunda hem bilinçsel manada hem de maddi imkanlar açısından çok daha iyi bir durumda olduğu açık.
Savaşların, yıkımların, düşmanlıkların bol olduğu zor bir coğrafyadayız, kabul. Ancak dünya hiç bir zaman masum, hiç bir zaman dertsiz olmadı.
Tanrı herseyi o kadar güzel ayarlamış ki ; nerede doğarsan doğ, oranın dini gercek din oluyor.
Din, milliyet, ırk vb. ugruna kan döküp vahşet saçtıgınız ne varsa hepsi evet kader oluyor bu bakışla. Ama bunu bile anlamayıp kendini üstün millet, son ve gerçek din gören budala kayniyor ortalik.
Tanım mı ; secemedikleriniz sizi üstün kılmaz diyen haldun sözü.
ibn-i haldun'un,yaşanılan coğrafyanın insan yaşayışına etkileri olduğunu belirten sözüdür. coğrafya kader olabilir ancak bu kaderi değiştirmek,o coğrafi toplumda yaşayan insanların elindedir.ben körü körüne kaderdir diyip geçemem. kaderi iyi diyeceğimiz bir toplumun, yanlış politikalar ile eğitimsizlikle veya adil rekabet ortamını sağlayamamakla, özgürlüklerini kısıtlamakla kaderi olumsuz yönde değiştirebilir. örneğin;ülkesinde her şey yetişirken,yukarıda saydığım tutumlardan ötürü artık eskisi gibi yetiştiremeyen,dışarıya bağımlı olan bir ülke haline gelebilir.benim ne demek istediğimi anladınız sanırım.kısacası coğrafya aslında sandığımız gibi kader değildir. toplumların, yanlış tutumları sonucu ortaya çıkan kısır durumu "coğrafya kaderdir" sözünün arkasına saklamalarıdır. aynı çoğrafi özelliklere ve zenginliklere sahip iki ülkenin biri gelişirken diğeri yerlerde sürünüyorsa bunun sebebi toplum ve o toplumu yönetenlerin yanlış tutumlarıdır. bir ülkenin kaderini coğrafyasından ziyade insanları belirler kanaatindeyim.
coğrafya kaderdir"dir der İbn-i Haldun.Linkini verdiğim belgeselin temasıdır ayrıca.
Kadınlar ve çocuklar hala bu ülkenin yarasıdır,kırılmış bir ağaç dalı gibidir. Ağladım da
bir şey değişmedi der...
Kumalığının getirdiği bir ölüm ve cehennemin elbisesidir ve her iki kadın da giyer onu.Artık bir ruhları var sayılmaz. Tüm çaresizliğiyle ellerinin arasına kafasını alır şunu der susar:
Kadının elinden ne gelir ki?
Peki diğer tarafa sorarsan?
Kader,kısmet böyle emredilmiş,benim babamda dört eşli ,iki kadın birden iyidir biri ölse biri kalır,iyi anlaşıyorlar,canım çekti,sevdim...sevdim ne ağır bir kelime.Öyleyse insan sevdiğine böyle mi bakar?
Belki de hala birileri ölüyorlardır;keyiften ,açgözlülükten,cahillikten...
(belgeselde alıntılardır)
Not:belgeselin adı ölüm belgeselidir. Fırsat bulabilirseniz mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.
Bu topraklardaki karşılığı 'ünzile' dir.
...
Varmadan sekizine
Ergin oldu Ünzile
Hem çocuk hem de kadın
On ikisinde ana
Bir gül gibi al ve narin
Bir su gibi saydam ve sakin
Susar kadın Ünzile
Yağmuru kim döküyor
Ünzile kaç koyun ediyor
Dayaktan uslanalı
Hiç bir şey sormuyor
Korkar durur gitmez
Köyün en son çitine
İnanır o sınırda dünyanın bittiğine
Ünzile insan dölü
Bilinmezlere gebe
Sırların mihnetini
Yükleyip de?
Çocuk gelinlerdir.Hem çocuk hem ana olmaktır ve bu da coğrafyanın o lanet kaderindendir.
Doğduğunuz toprağın her detayında yoğrulmak..
İster istemez kendi toprağınızla bütünleşmek..
Tohum misali hangi toprağa düşeceğinizi kendiniz seçemezsiniz..
Ve eğer çorak bir toprağa düştüyseniz kolay kolay filizlenemezsiniz..
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |