Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

ZiraatliUlkucu

Bu üye Çaylak

Bu üyenin profil sayfasına git

32 entry 2 konu hiç puanı yok
16.09.2015 11:30 son işlem tarihi takip etme takip et

türk kürt kardeştir

Yanlış bir önerme olup, Kendini kürt zanneden Türklerle diğer Türkler kardeş olabilirler. Güneydoğu ve Doğu da bilhassa Zaza'ların etnik kökeninin kesinlikle Türklerden farklı olmadığı fakat mükemmel bir asimilasyon süreciyle bizden koparıldıkları kesin. Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da kendini kürt zannedip pkk ya destek veren yüzbinlerin varlığı ışığında antropolojik gerçekler sistematik olarak "ırkçılık" olarak yaftalanmış ve elimiz kolumuz müthiş bir İngiliz oyunuyla bağlanmıştır.

04.03.2015 08:53
  1. mehdi eker

    Targel projesi denilen zihni sinir projenin baş mimarı.. Teşkilatı bulunmayan birimlere personel atayıp yemeğine aşına yoluna bürosuna aletine ekipmanına karışmadığı bir yana üzerine bir de görev tanımı koyamadığı da cabası. ayrıca

     
    (Bkz: Targel)
  2. Targel

    Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 1 Ocak 2007 tarihinde Köy-Mer projesinin bitirmesiyle beraber giriştiği fakat altından 8 yıldır kalkamadığı projeye denir.(Sene 2015) Bu projeyle alınan Ziraat Mühendisleri,Veteriner Hekimler, az da olsa Su ürünleri Mühendisleri ve Gıda Mühendisleri Önce sözleşmeli personel statüsüyle bakanlığın hiç bir şekilde teşkilatı, binası, bilgisayarı, interneti, ofisi, masası, sandalyesi olmayan köylere atanan meslektaşlarımız ilk başlarda zihni sinir projeyle köylerde ikamete dahi zorlanmıştır. Taşra Teşkilatında yetişmiş müdür kadrosu bile bulunmayan Bakanlığın sağdan soldan kurumlararası geçişle aldığı "müdürler" personeli istediği gibi kullanmış işi bitince de "evli evine köylü köyüne" diyerek aba altından sopa göstermeye bile tenezzül etmeden açıkça tehtid etmiştir. Şimdilerde mobbing adıyla bilinen bu durum "triple mobbing" şeklinde Bakanlık, İl Müdürlüğü ve İlçe müdürlüğü bünyesinde Targel personelinin üzerine sağnak gibi yağmaya başlamıştır. Gel gelelim 4B li bu personel 4A statüsüne geçmiş kadro almış fakat aldığı kadro yine zihni sinir bir şekilde Köy kadrosu olarak kalmıştır. Bunlada yetmez gibi 657 sayılı kanuna göre çalışan bu personel imza yetkisi, görevde yükselme yetkisi, tayin hakkı gibi anayasal haklardan yoksun bırakılarak kast sistemine benzer bir sistemle "merkez" personelinin altında bırakılmıştır. İnce ince haksızlıkları anlatmaya kalksak galiba sayfalara sığmaz. Çks işlemleri, demonstrasyon, aşı-küpe, tüm yazışmalar (bügem, hay. sağlığı, mahkeme yazıları v.s.....) , kredi ertelemeler, yem bitkisi de dahil tüm destekleme işlemleri, arıcılık gibi bütün "merkez" personeli işlemlerini yapan bu personel üzerine yayım faaliyetlerinden sorumlu tutulup (çiftçi toplantıları,eğitim v.s...) birde Tükas denilen ve gps ile izlenen tabletlerle arazilerin, alet makinaların, hayvancılık işletmelerinin hatta kelebeklerin!!!! tespitinden sorumlu tutulmuştur. Her işi yapan bu özverili arkadaşlarımıza tayin dönemi sen "köycüsün" diyerek taşranın birimi dahi olmayan bir yerine tayin hakkı verilmiş o da 10 bin kişiye senede 90-100 yer düşecek şekilde(Nerdeyse tamamı Doğu Güneydoğu) ayarlanmıştır.

    Velhasıl yazsam olmuyor yazmasam olmaz... Bu liste uzaaar gider. Ortada müthiş bir mağduriyet müthiş bir kast sistemi müthiş bir haksızlık var. Bilmeden duymadan dinlemeden geçmeyin değerli arkadaşlarım..

     
  3. hayatı tespih yapmışım

    Ankaralı sanatçı Tayfun Soydemir'in patlama etkisi yapan Türkiye'nin en Doğusundan en Batısına askerinden memuruna zengininden fakirine müptelası olduğu Hüseyin Kağıt'ın düet yaptığı Özkan Özcan'ın seslendirdiği şarkısıdır. "Arabesk-Oyun havası", "Ağır oyun havası" olarak terminolojiye geçen yeni bir müzik tarzının doğuşudur ayrıca.

     
  4. neşet ertaş

    "İnsandan doğanlar insan olurlar, hayvandan doğanlar hayvan olurlar" derken çok ince bir gönderme yapan Anadolunun yiğit insanlarından birisidir, bozkırın tezenesi.. Bozlağına doyum olmaz..

     
  5. fırat çakıroğlu

    Teröristlerin dağdan ovaya şehirlere hatta üniversitelere indiği gerçeğini (hoş bizim yıllardır bildiğimiz) insanların yüzüne vuran elim olay. Yıllardır üniversitelerde yasadışı sol fraksiyonların cirit attığı aşikarken af üzerine af çıkarmakla üniversiteleri terör yuvasına getiren ve sonunda bir Ülküdaşımızın daha şehit edilmesiyle son bulan olaylar aslında sonun başlangıcıdır not edin. Her yere üniversite açmayla pkk dhpkc de dahil olmak üzere bütün yasadışı terör örgütlerinin şehirlerimize yerleşmesi kaçınılmaz oldu. Bugüne kadar eylem yüzü görmemiş yerler üniversite öğrencisi görüntüsü altında yerleşen örgüt yandaşlarının cirit atıp eylem yaptıkları yer haline geldi. Geçen yıllarda Kütahya Dumlupınar üniversitesinde yine Ülkücü Hasan Şimşek'in şehit edilmesini yine camiamız biliyor. Fırat Çakıroğlu' da sadece Türkiye'nin bütünlüğünü savunduğu için şehit edildi.