Türkiye'nin memur portalı

Bi'nevi başını alıp gitmek.. Kabuğuna sığamadığın zaman yapabileceğin en iyi eylem..kulaklığı takıp,sözlerini anlamadığın herhangi bir dilden şarkılar eşliğinde koşar gibi adım atarak, başını kaldırmadan yürümeli.. Vereceği huzur eşsiz..

Tabii bunu kışın kar yerde iken yapmamalı.. Çünkü durup başınızı kaldırdığınızda her şeyi bembeyaz görüyor ufak bir görme problemi yaşıyorsunuz..

Anneciğime içerlenerek söylediğim sözdür.. Sitem dolu cümleleri kurarak, "Kara Zeytinimin vardır bir bildiği", de bir kere a mübarek derim.. Beni anlayan o' dur oysa.. Ve çoğunda yanlış anlar.. Sonra ise ben tek tek, uzun uzun anlatırım.. Ve son cümlede böyle desene, işte der.. Bilerek mi yapar, konuşayım diye mi anlamadım.. Fakat insan kolayca anlaşılmak, sorgusuzca kabullenilmek ve bunlarla beraber güvenilmek istiyor.. Yalnızca güvenmek değil..

..

Kişi, sebepsiz bir işe kalkışmaz durup dururken konuşmaz.. Azıcık anlamaya çalışın ve vardır bir bildiği deyiverin...

Ne olursa olsun ne kadar zaman geçerse geçsin gönlünle nasıl görüyorsan ya da gördüysen dilin ile onu aksetme şeklin..

..

"Hala güzell..."

İşte; Safder Bey' in,Fahriye Hanım için, yüreğinde dile getirdiği cümledir.. Geçip giden yıllara rağmen...

bir çırpıda anlatıvereyim derken kurulan cümle çeşididir.. O an yüklemin başı sonu önemsizdir.. Muhattabınız sizi doğru şekilde anlıyorsa da kurun kurabildiğiniz kadar..

..

Birer örnek vermeden gitmemeli:

..

"Fısılda, kulağıma; söylemek istediklerini.. "

..

"Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın.. "

..

Necip Fazıl' ın şiirini hatırlatan bir başlık..

"Kader, beyaz kağıda sütle yazılmış yazı.. elindeyse, beyazdan gel de sıyır beyazı.. "

..