Türkiye'nin memur portalı

herhangi bir konuda alınan bir tedbirin vaziyeti olduğundan daha da kötü hale getirmesi şeklinde ifade edebiliriz bunu. İsmini aldığı hikaye ise şöyledir. vakti zamanında, Hindistan'daki sömürgeci İngilizler etraftaki yılan bolluğunu ortadan kaldırmak için yakalanıp kendilerine teslim edilecek yılan başına halka bir miktar para vereceklerini ilan ederler. Bir süre sonra durumu fırsata çeviren bazı hintliler yılanları çiftleştirmeye başlayıp geçimlerini bununla sağlamaya başlar. İngilizler de vaziyeti fark edip uygulamayı sonlandırınca çiftleştirmek için sağdan soldan toplanıp beslenen ne kadar yılan varsa etrafa salınır, durum baştakinden daha beter hale gelir.

bir programında deniz kenarında yemek yerken cep telefonu suya düşüyor, etrafındakiler telaşla koşturmaya başlarken abimiz hiç umursamadan yemeğine devam ediyor, öyle de rahat bir adamdır.

sanırım en parlak dönemi '90'ların ortalarıydı. ben '98 gibi başlamıştım okumaya ve hemen sağdan soldan eski sayılarını toplamıştım. yüzbaşı albırt, aşık memo, robinson ve cuma, dedektif sanlı müthiş tiplemelerdi. orçun kunek'in albüm değerlendirmeleri de şahaneydi.

öğrenmesi gayet keyifli bir dil, kuralı bol fakat istisnası az olduğundan gramerin temellerini söktünüz mü gerisi geliyor. fiil çekimleri ve subjuntivo denilen mevzu epey kastırıcı olsa da orta düzey ve üzeri İngilizceye sahipseniz internetteki kaynaklardan kendi kendinize pekala öğrenebilirsiniz bu dili. kelimelerin telaffuzunun da İngilizceye kıyasla çok daha kolay olması bir diğer artısı.

levent yüksel'in med cezir albümü de bu yılların unutulmazları arasındadır.