Türkiye'nin memur portalı

Ben 2006 da mezun oldum. O zamanlar bu kadar bilinçli toplum yok. İnternet gelişmemiş. ÖSS puanına göre bir bölüm seçiyorsun. Öncesinde hayatımda hiç makine mühendisiyle konuşmamışım, iş talebi, iş arzı hiçbir şey bilmiyorum. 2006 da mezuniyet törenine katılmadım. Çünkü bence daha 4.sınıfta işimiz hazır olmalıydı (söz arasında belirteyim, yıllar sonra İngiltere'de üniversitenin içinde kariyer ofisinde böyle yapıldığını gördüm ve haklıymışım dedim). Mezuniyet töreninde işsizliğim ilk iş günü kutlayacak halim yoktu. O zamanlar bizleri yönetenleri bilinçsiz olduğunu düşünürdüm. Nasıl olur da ben genç bir öğrenci olarak bu kadar bilincim varken, yöneticilerimiz bu kadar bilinçsiz olabilir, aklım almıyordu. Ta o zamandan şu zamandaki yaşanacak problemleri görebiliyordum. Yaşım ilerledi ve anladım ki kasıtlı yapılıyor. Çünkü herkes çocuğum okusun mühendis olsun, avukat, hakim, doktor hatta profesör olsun istiyor kimse çocuğum işçi olsun, amele olsun, tesisatçı olsun, boyacı olsun istemiyor. Ama dünyada arz talep kanunu diye bir şey var. Fiyatları (bu durum için maaşları) arz talep belirliyor. Doktorların garanti işe girmesi veya daha fazla para kazanması çok okuduklarından değil sayılarının talebe göre az olmasından. Siz isterseniz Nükleer enerji mühendisi olun eğer ülkeniz nükleer enerji ile ilgilenmiyorsa talebi azdır. Bizim vatandaşımız kararını vermiş. Bizim ülkemizin mühendise ihtiyacı yok. Bizim ülkemizin futbolcuya, şarkıcıya, mankene ihtiyacı var. Burası Almanya değil, kimya ve makine endüstrisi gelişmemiş, gelişmekte istemiyor. Sanayide ustalar her şeyi bildiğini düşünüyor, mühendise işi biz öğretiyoruz diyorlar. Mühendisi okumuş ukala olarak görüyorlar. O halde bu kadar mühendise ne gerek var. Bizde daha fazla üniversite mezunu var diye Almanya?yla dalga geçiyoruz ama Almanya hepsine iş bulmak zorunda bulamazsa işsizlik maaşı vermek zorunda kalıyor ve okul harcamaları devletten çıktığı için herkesi mühendis yapmıyor daha ilk okulda kim mühendis kim işçi olacak karar veriyor. Amerika ve İngiltere'nin sistemi farklı onlar kim ne istiyorsa onların kararı ama hem devlet hem özel üniversiteler paralı. Öğrenci kredi çekiyor ve sonunda iş bulamayacağı bölüm için kredi çekmeyerek aslında farklı bir yönden doğal planlama oluyor. Bizim sistemse eski sovyet sistemi ve sovyetlerin sonunda onca üniversite mezunu (doktor, uçak mühendisi, atom mühendisi, matematikçi) bayanın buraya ne için geldiklerini düşündüğümüz de siz de sonunuzu daha iyi anlayabilirsiniz.

Yakın bir zamanda seçimde hükümet değiştirebilecek güce ulaşacak vatandaş güruhu...

Yükseköğretimde Amerikan sistemine geçeceğiz derken farkında olmadan Sovyet sistemine geçmiş ve sonunun da sovyetlerden farklı olmayacak bir planlama sistemi.

Türkiye'de demokrasi yok deyip, demokrasinin beşiği Çin'e yatırım yapan wolkswagen grubunun Passat modeli Dünyada en çok Türkiye de satılıyor. Ey Almanya! dediğimiz ülkeye her yıl milyarlarca Euro lüks mercedes makam araçları için ödeme yapmak zorundayız. Bunları TL ile ödeyemezsin. Turiste ihtiyaç var. Turiste evde otur dersen adam niye gelsin, kendi ülkesinde de evde oturabilir di, turizimin mantığına aykırı.

Özel sektörde, gençler geleceklerini devlette arasın derse ne olacak. Bu kadar üniversite ve kontenjan açılırken özel sektöre mi sordunuz, bizim ihtiyacımız yok denirse. Üniversite okuyana kadar liseden veya orta okuldan işe girseydim şimdiye tecrübem olurdu, işim olurdu evli olurdum, şimdi kimse üniversite mezunusun bu işi yapmazsın deyip iş vermezse. Sonra evde ailesiyle oturmaktan sıkılan genç sandığa gittiğinde, herkes hükümette olmak zorunda değil, siyasilerimizden geleceklerini muhalefette aramalarını istiyorum derse...

Ülkemizde nadir rastlanmasına rağmen batı ülkelerinde sıradan bir uygulamadır. Galiba ülkenin ilerleyememe sebeplerinin başlıcalarından biridir.