Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Maximus1980

Bu üye Çaylak

Bu üyenin profil sayfasına git

34 entry hiç konu açmadı hiç puanı yok
15.04.2018 12:16 son işlem tarihi takip etme takip et

lahit

eski yunanca kökenli bir kelime.sarks (et) ve phagein (yemek) kelimelerinin birleşmesinden oluşur. yani etyiyen

20.01.2018 20:42
  1. lahit

    eski yunanca kökenli bir kelime.sarks (et) ve phagein (yemek) kelimelerinin birleşmesinden oluşur. yani etyiyen

     
  2. Aç gözlülük

    şimdiki zamanın aile terbiyesi literatüründe yer almayan değerdir. geçirdiği evrim aşağıdaki gibidir.

    80'lerde: sana ikram edilen şeyi sakın alma, teşekkür et.

    90'larda: sana ikram edilen şeyi kabul et, teşekkür et.

    2000'lerde: sana bir şey ikram edilmiyorsa, iste ve şikayet et

     
  3. ariston

    Mö. iii. yüzyıl'ın ikinci yarısında yasayan ve lykon'un öğrencisi olan keoslu ariston, onun yerine lykeion'un (lise) başına geçti. ayrıca, ariston çeşitli felsefe okullarının tarihi ile bilgelik üzerine bir inceleme yazdı.

    m.ö. 3. yüzyilda yasayan khioslu ariston ise, stoacı bir yunan filozofuydu. stoacı okulun kurucusu zenon'un öğrencisi olan ariston, inandırıcı konuşma gücü dolayısıyla seirena (deniz perisi) olarak anılırdı. stoacı ve kinik düşünceleri birleştirerek kendi görüşlerini biçimlendirdi. felsefede gerçekten değer taşıyan tek konunun etik olduğuna inanmıştı. daha da ileri giderek, bu alan içinde yalnızca genel ve kuramsal sorunların tartışılmaya değer olduğunu ve yaşamda bir tek gerçek erdemin bulunduğunu ileri sürdü. en yüksek iyinin yalnız erdemde bulunduğunu ve kötülük ile erdem arasında ki durumların ruhu mutlu kılmadığını öne sürdü

     
  4. deneme sınavı

    surekli ayni kararlilikla girip cikilan ve sinir bozucu bi sessizlikle yapilandir. adinin deneme olmasi denenebilir olmasindandir. kazanamasaniz da onemli degildir cunku burdaki amac denemektir. ho$, kazanilsa da elinize bi $ey gecmeyecektir ya..

    ulvi gorevi; karar mekanizmasini iknaya mahkum etmektir.. sana kartlarini actiracak, hayallerinizi sinirlatacaktir. evet, belki buyuk hayallerin buyuk uzuntuleri ya$anmayacak, boyutlari hep kucuk kalacak. yahut akan gozyasin hep daha az, gecen uykusuz geceler hep 3 daha eksik olacak.

    o buyuk sinava girmeden defalar defalar defalarca takilip dusecek, kalkip tekrar deneyeceksin. guclu mu yapacak? evet; her du$u$ daha az canini yakacak, daha az uzecek. daha az soyleneceksin. bu kadar mi.. asla! daha az gulecek, daha az konusacak ve cok daha az insan icine cikicaksin. evet bak du$meyi ogrendin. artik uzulmuyor, gulmuyorsun. bi kayadan daha sertsin, hazirsin..

    sinirlarinin bunlar, yine sen bilirsin sinavı....

     
  5. bulaşık makinesi tableti yeme trendi

    sevgi ve ilgi eksikliklerinin neden olduğu ve ibret alınması gereken trendlerdendir..

    popüler kültürün sosyal etkisinin en acı örneklerinden malesef..

    peki çocuklar neden böyle davranıyorlar?

    1. popüler youtuber olma isteği: bu çocuklar onay bekleyen çocuklar.. bunun iki nedeni var ya çok fazla özgür bırakılmışlar ve denetlenmemişler ya da hiç dinlenmemişler..

    üzüntüm, çocukların sorgulamayı öğrenememeleri.. belirli bir amaçları olmadığında, akıllarına gelen ve popüler olan her şeyi denemek istiyorlar ve danışacakları kendi gözlerinde uzman bir otorite eksikliğinin sonucudur bu durum..

    2. orantısız bilişim teknolojileri kullanımı: bunun orantısı mı olur, devir dijital çağ, geri mi kalalım demeyelim lütfen.. kesinlikle katılıyorum ancak bir ekleme yapmalıyım..

    amaçsızca stem eğitimi ve kodlama çılgınlığı var..

    çocukların hayal güçlerini ve yaratıcılık potansiyellerini görünce şaşkınlığımı gizleyemiyorum bazen.. günlük yaşam problemlerine çözüm bulma amacınız yoksa ya da bu tip uygulamaları eğitime entegre etmede eksik bırakıp, sırf popüler olduğu için önce öğretelim, sonra adapte edelim yaklaşımına girilmesi malesef çocukların yaratıcılığını ve hayal gücünü kontrolsüzce farklı kanallara aktarmalarına neden oluyor..

    3. akranları arasında beğenilme ve cesaret motivasyonu: alfa kavramının ve akranları arasında bir adım öne çıkmaya çalışmanın, seçilen ve ortamın en beğenilen kişisi olmanın getirisi.. herkesi olduğu gibi kabul edebilsek ya da çocukların yaşamlarını biraz zorlaştırmayı deneyerek, kendi problemlerini çözebilecek eleştirel bakış açılarını geliştirmelerine katkımız olursa bu çocukları kazanırız.. zira bu çocukların teknolojik imkanları var ve bunun üzerine ne kattıkları ile nelere cesaret edebileceklerinin vurgusunu yapmaları ve birbirine meydan okumaları üzücü.. asch deneyini anımsadım ve burada psikososyal gelişim kuramlarının da göz ardı edilmemesi gerektiğini.. zira bir kişi pek çok kişiyi manipüle edebilir..

    4. bu çocuklar doğal seçilim kurbanı mı derseniz?

    hayır derim..

    hepimiz bir şekilde zaten öleceğiz.. bu açıdan yaşam da bir doğal seçilim ve kazananı da yok malesef.. sadece biraz erken ya da geç kalma durumu var.. bu da ayrı bir konu..

    bir aslandan kaçmayı başarıp hayatta kalan bir ceylan hiç ölmüyor mu? bir sonraki aşamada olmasa da başka bir aşamada zaten ölecek.. önemli olan o zaman dilimini nasıl geçirdiği!

    evdeki çamaşır suyunu merak edip içmeyi deneyen bir miniği yakaladığımda paniğe kapılsam da şimdi çekmecelerin sürgülerini merak etmesi mutluluk kaynağım.. benim görevimin merakını gidermesine destek olmam gerektiğini biliyordum..

    örnek kapsam dışı gibi gelse de, yaklaşımlarım o maddenin sağlığına zarar verebileceğini öğrenmesine neden oldu ve sonra çamaşır suyunun renkli kıyafetlere etkisini gözlemleyince de, kendisine zarar verebileceği genellemesini yaptı ancak konu o zamana kadar kapanmadı..

    5. çocuklar ve potansiyellerine ilişkin basit bir analoji ile devam etmek istiyorum..

    küçük su kütleleri büyük alanlara zarar vermez ve kesinlikle ihtiyaçtır ancak çok büyük su kütleleri büyük alanları bile su altında bırakabilme potansiyeline sahiptir..

    her yere baraj kuramazsınız elbette.. mevcut yerin su potansiyeli, suyun debisi, depolama alanı gibi pek çok değişkeni de düşünmek durumundasınız..

    bitti mi? hayır.. iyi mühendislere de ihtiyaç var.. sağlam ölçümlerle sağlam duvarlar ve sistem inşa edecek nitelikli kişiler gerekli.. bitti mi? yine hayır.. oradan elde ettiğiniz enerjiyi kullanacak sistemlere de ihtiyaç var.. ihtiyaç olmasa bu denli birbirimize saldırır mıydık enerji için?

    benim naçizane tespitime göre; çocukların enerjilerini kullanacakları sistemleri eksik..

    bu çocuklar için geç mi kalındı?

    hayır.. hiç bir zaman geç değil..

    insan öğrenen bir varlık..

    bize düşen, kendi bilinç durumlarını oluşturana dek destek vermek ve yanlarında olmak..

    yaş grubu bazında ele alacak olursam da gençlerin ölümüne bir yarışı seçmelerinin kökenine baktığımda, sevgi eksikliği, onaylanma ihtiyacı ve neden-sonuç ilişkisi kuramamaları olduğunu görüyorum..

    bu çocukları dinleyin ve onların baktığı yerden bakmaya çalışın.. bunu yaparken de nefret tohumları ekerek sevgi çiçekleri çıkmasını bekleyecek iyimserlikte olmadan yapın..

    perspektif farklılıkları, aynı nesneyi farklı algılamamıza neden olacaktır..

    buyrun biraz da burdan bakın!