Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Ferah FeraBu üye ÇaylakBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Başlığı "insan sevdiği zaman kedere ortak olmalı " diye algıladığım, e tabi tabi derken sonra sevinç, keder imiş meğer aslı dediğimdir.
Fakat insan sevince, kedere ortak değil kederin kendisi oluveriyor zatendir.
-Türkçemin cağnım cilveleridir.-
.
Asıl tanıma gelecek olursak:
Kimin sevincine kimin kederine ortak olduğumuz önemlidir. Herkesin herkesi olmak mümkün olmadığı gibi paylaştığımız sevinç de keder de sahibinin izin verdiği kadar bizimdir.
Nohutlu,tavan dolap salçalı bir macera sonrası en korkulası, bir daha asla kullanmam, ocakta olduğu yerde bulunmam mümkün değildir dediğim mutfak eşyasıdır.Allah korusundur,hafazanAllah'tır.
Yeni doğmuş bebek kokusundan başkası değildir. Karşı komşunun kapısı açıldığında daha öteden duyulan, yüze çarpan, aldığınız soluğu içinizde tutmanızın mümkün olmasını dileyecek kadar tarifle kıyas edilemez, kapı eşiğinde muhabbeti uzatma sebebi olan kokudur. Mis gibidir. Daha ötesi yoktur.
Mübalağa olarak da bilenen; bire bin katmak, pireyi deve yapmak, deveye hendek atlatmak, bir of çekip karşıki dağları yıkmak, kaşık kadar suratı kalmakla iğne ipliğe dönmeklerin ta kendisi ataların en sevdiği eylemdir.
.
-deyimleri de birinin atası söylemiştir lütfen-
(Gülücük)
Bir hocamız bir konu hakkında espri yapmaya başladıysanız konuyu anlamışsınızdır, derdi hem bu yönüyle kullanımı hem yerinde, dozunda yapılanı ve laf sokma, yerme, alay, tariz, kinaye içermeyeni makbuldür.
Takipçi bulunmuyor. |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |